22 Haziran 2011 Çarşamba

*Fetus ve *Yeni *Doğanda Yaygın *Damar İçi *Pıhtılaşması (6)

Fetus ve Yeni Doğanda Yaygın Damar İçi Pıhtılaşması

Damarlarda dolaşan kan içinde “pıhtılaşma faktörleri” adı verilen ve pıhtılaşmayı sağlayan bir grup faktör bulunur. Normalde damar içinde dolaşan kan pıhtılaşmaz. Ancak damar zedelenmesi olan durumlarda, kanamanın kontrol altına alınabilmesi amacıyla, bu faktörler devreye girer ve zedelenmenin olduğu yerde kanamayı durduracak ve zedelenmeyi onaracak mekanizmaları başlatır ve sonunda pıhtı oluşarak kanama durdurulur. Damarın zedelenen kısmı onarılmasıyla birlikte yine damar içindeki “pıhtı çözülmesi sistemi” adı verilen bir grup madde tarafından bu pıhtı eritilir.

Yaygın damar içi pıhtılaşması veya diğer adıyla dissemine intravasküler koagülasyon; farklı nedenlerle oluşan ve damar içinde sınırlandırılamayan pıhtı oluşumu, pıhtılaşma faktörlerinin tüketimi ve oluşan pıhtının çözülmesi ile tanımlanan bir bozukluktur.

Yaygın damar içi pıhtılaşması kendi başına tek bir hastalık değildir. Altta yatan bir hastalığa ikincil olarak gelişen bir hastalık tablosudur. Yeni doğanlarda, özellikle de prematüre bebeklerde hipoksi (dokuların oksijensiz kalması), asidoz (kanda asit yükünün artması), şok (kan dolaşımı yetersizliği), hipotermi (vücutta ısı kaybı), enfeksiyonlar, uygunsuz kan verilmesi, gebelik zehirlemesi ve ölmüş ikiz eşi gibi çeşitli durumlar bu tablonun oluşumuna neden olabilir. Olguların üçte ikisinden enfeksiyonlar sorumludur. Bazı durumlarda neden bulunamayabilir.

Klinik görünüm altta yatan hastalığın doğasına bağlıdır. Genelde ağır bir hastalık tablosudur. Süresi ve şiddetini pıhtılaşma sisteminin etkinleşmesi, karaciğer fonksiyonları, kan akımı ve birçok değişik neden etkileyebilir. Kanama asıl bulgu olmasına rağmen ortaya çıkan tablodan başlıca yaygın damar içi pıhtılaşma sorumludur. Yaygın damar içi pıhtılaşmasında küçük ve orta büyüklükteki damarların tıkanması sonucu organlara giden kan akımı azalır. Bunun sonucunda ortaya çıkan hemodinamik (kan dolaşımı) ve metabolik değişiklikler kalp, akciğer, böbrek, karaciğer ve beyin gibi organlarda önemli derecede fonksiyon bozukluklarına yol açar.

BELİRTİLERİ
Klinikte ajitasyon (huzursuzluk), dispne (solunum sıkıntısı), taşipne (hızlı nefes alıp verme), siyanoz (morarma) ve nörolojik bulgular (bilinç kaybı ve felç gibi) görülür. Pıhtılaşma sisteminin etkinleşmesi pıhtılaşmayı sağlayan proteinlerinin ve trombositlerin (pıhtılaşmadan sorumlu kan hücreleri) tüketimine, bunun sonucunda da kanamaya yol açar. Böylece aynı anda pıhtı oluşumu ve kanama problemleri görülür. Kan hücrelerinin yıkımına bağlı olarak hızla kansızlık gelişir. Trombosit sayısı düşüktür. Laboratuvar bulguları pıhtılaşma ve pıhtı çözülmesi sistemlerinin etkinleşmesi ve son organ hasarı veya yetmezliğinin biyokimyasal göstergelerini içermektedir.

TEDAVİ
Tedavinin temeli altta yatan hastalığı düzeltmek, pıhtılaşma sisteminin etkinleşmesi sonucu oluşan damar içi pıhtılaşma veya kanamayı tedavi etmektir. Bu amaçla kan ürünleri ve pıhtılaşma faktörleri kullanılmaktadır. Ayrıca şok, hipoksi ve asidozu düzeltmeye yönelik yaklaşımlar da tedavinin başarısı için gereklidir. Yoğun bakım tedavisine rağmen, altta yatan hastalığa da bağlı olmak üzere hastaların kaybedilme oranları % 50’lere ulaşabilir.



HAZIRLAYANLAR; Dr. Mustafa AYDIN, Doç. Dr. Ayşegül ZENCİROĞLU

0 yorum:

Yorum Gönder