3 Temmuz 2011 Pazar

*Madde *Bağımlılığında *Tolerans ve *Yoksunluk (6)

Madde Bağımlılığında Tolerans ve Yoksunluk
Madde bağımlılığı, kuşkusuz, biyolojik, psikolojik, davranışsal, sosyal etkenlerin birlikte rol aldığı bir rahatsızlıktır. Nedenleri araştırılırken genetik yatkınlık, öğrenme kuramları, maddelerin beyin kimyasına etkileri, davranışsal modeller ve sosyal risk faktörleri dikkate alınarak değerlendirme yapılmalıdır. Tıbbi tedavi amacıyla kullanım da bağımlılık oluşmasında nedenlerden biri olarak sayılabilir. Toplumsal çevrenin, arkadaş gruplarının, maddenin kolay elde edilebildiği bir ortamın, madde kullanımının prestij, güç ve üstünlük sağladığı toplulukların ilaç veya madde bağımlılığında rolü büyüktür. Örneğin sigara kullanmanın büyüklük, erkeklik olarak değerlendirildiği bir ortamda gençlerin erken yaşta sigaraya başlamaları sık görülür. Bir toplumsal çevrede bir maddenin kullanılması heyecan ve zevk verici bir statüyü sağlıyorsa, yani toplumsal bir değer taşıyorsa o maddenin kullanımı o toplumda yaygınlaşabilir. Örneğin 19. yüzyılda Avrupa entelektüelleri arasında kokain kullanımı oldukça yaygınlaşmıştı. Benzer şekilde son 30 yıldır A.B.D. de üst sosyokültürel düzeyde kokain kullanımı artmıştır.
Genel olarak madde bağımlılığın temel özelliği; maddenin zarar verici etkilerine rağmen kişi tarafından madde alınmasının kontrol edilemediğini gösteren davranış bozuklukları ve fizyolojik belirtilerinin kümesinin varlığıdır.
Maddeyi kullanmak için güçlü bir dürtü, istek ve özlem sonucu ortaya çıkan şiddetli madde araması madde bağımlılarının çoğunda görülür.
TOLERANS
Madde bağımlılığında görülen önemli unsurlardan birisi toleranstır. Toleransta aynı miktar madde kullanılmaya devam edildiğinde maddenin etkisinde belirli bir azalma meydana gelir. Bir başka deyişle istenilen etkiyi oluşturmak için artan miktarlarda maddeye ihtiyaç duymadır.
Toleransın derecesi maddelere göre büyük değişiklikler gösterir. Yoğun bir şekilde eroin, kokain, amfetamin kullanan kişiler kullanmayanlar için öldürücü olan dozların on misline kadar yüksek dozda eroin ve kokaine tolerans geliştirebilirler. Alkole tolerans da belirgindir. Sigara içerenlerin birçoğu günde 20 sigaradan fazla içerler. Oysa bu dozda nikotin sigaraya yeni başlayanlar için zehirleyici bir dozdur.
MADDE YOKSUNLUĞU
Yoksunluk uzun süre, tekrarlı, yoğun madde kullanan kişilerde, maddenin azaltılması veya bırakılması sonrası kan ve dokularda madde konsantrasyonu düştüğü zaman ortaya çıkan, fizyolojik ve bilişsel belirtilerle birlikte görülen davranış bozukluklarıdır. Yoksunluk belirtileri maddeyi kullanım süresi ve miktarı ile ilişkili olarak hafif veya şiddetli olabilir. Fiziksel ve ruhsal belirtiler kullanılan maddenin türüne göre değişir. Kişi bu hoş olmayan belirtilerden kaçınmak veya bu belirtileri düzeltmek için madde alır. Tipik olarak sabah uyanır uyanmaz maddeyi alarak gün boyu kullanmayı sürdürür. Yoksunluk sendromu klinik olarak belirgin bir rahatsızlık ile sosyal, mesleki ya da diğer önemli alanlarda işlev bozukluklarına sebep olur.
Uzun süre ve fazla miktarda alkol kullanımından sonra alınan alkol miktarının azaltılması ya da kesilmesi sonucunda yoksunluk belirtileri ortaya çıkar. Bu belirtiler 6-8 saat içerisinde başlar, 2. ve 3. günler en üst düzeye ulaşır, 4 ve 5. günlerde azalır. Baş ağrısı, ellerde, göz kapaklarında ve dilde yaygın kaba titremeler, konuşma bozukluğu, denge bozukluğu, epileptik nöbet (sara) görülür. Kalp çarpıntısı, terleme, kan basıncının yükselmesi, göğüste sıkışma, yüzde kızarma, bulantı, kusma, ağız kuruluğu, sindirim güçlükleri, uykusuzluk, korkulu düşler, sıkıntı, kaygı, öfke, gerginlik, huzursuzluk, tartışma ve kavgacılık, konsantrasyon güçlüğü, algı bozuklukları görülebilir. Alkol kesilmesinde görülen bir durum olan Deliryum Tremens, Alkolün bırakılmasından ya da azaltılmasından sonra sıklıkla ilk 72 saat içinde görülür, ancak ilk hafta içinde de ortaya çıkabilir. Deliryum Tremensin başlıca klinik özelliği bilinç bozukluğudur. Bilinç bozukluğu çevrede olan bitenin ayırdında olma düzeyinin azalması şeklinde görülür. Kişinin dikkatini odaklama yetisi bozulmuştur. Kişiyi korkutan, ürküten görsel ve dokunsal halüsinasyonlar ve illüzyonlar sıktır. Uykusuzluk, huzursuzluk, yatak çarşaflarını çekiştirip durma, yataktan kalkmaya çalışma, bunaltı, korku, panik, öfke, çökkünlük, olabilir. Tedavi edilmezse ölüm riski %20 kadardır. Önemli bir nokta; alkol alınmadan geçirilen süre ne kadar uzun olursa olsun, kişi tekrar içki almaya başladığında, önceden kullandığı miktara 10-15 gün içinde ulaşmaktadır. Hatta daha fazla alkol alma ihtiyacı da ortaya çıkabilmektedir.
Amfetamin yoksunluğunun temel özelliği uzun süreli ve ağır amfetamin kullanımının bırakılmasını ya da azaltılmasının hemen ardından birkaç saat ya da gün içinde ortaya çıkan karakteristik yoksunluk sendromunun varlığıdır. Belirtileri arasında yorgunluk, canlı ve hoş olmayan rüyalar uykusuzluk ya da aşırı uyku hali, iştah artışı, huzursuzluk, sinirlilik vardır.
Opiad (morfin ve türevleri) yoksunluğu belirtileri kişiseldir ve sıkıntı, huzursuzluk, sıklıkla bacaklarda ve sırtta ortaya çıkan ağrı hissinden ibarettir. Buna şiddetli opioid arama ve ilaç arama davranışı ve sinirlilik ve ağrı hassasiyetinde çoğalma eşlik eder. Bulantı ve kusma, adale ağrıları, göz yaşarması veya burun akıntısı, gözbebeği büyümesi, tüylerin dikleşmesi veya çok terleme, ishal, esneme, ateş, uykusuzluk eklenebilir.
Kokain yoksunluk sendromu ortaya çıkan rahatsızlık hissine, yorgunluk canlı ve hoş olmayan rüyalar, uykusuzluk ya da aşırı uyku, iştah artması, isteksizlik ve sıklıkla madde arama semptomları eşlik eder. Akut yoksunluk belirtileri sık olarak sürekli yüksek doz kullanımında görülür. Bu dönemlerde yoğun ve hoş olmayan bitkinlik duyguları ve depresyon bulunur. İntihar düşüncesi ve davranışının da eşlik ettiği çökkünlük belirtileri görülebilir.
Esrar (Cannabis, Hashish, Marihuana)’ın bağımlılık yapma potansiyeli az olmakla birlikte vardır. Esrar için kesilme sendromu çok iyi tanımlanmamıştır. Ağır esrar bağımlılarında esrar alımı bırakıldıktan sonra uykusuzluk, sinirlilik, bulantı, huzursuzluk gibi belirtilerin görüldüğü bilinmektedir.
Sedatif, Hipnotik, Anksiyolitikler (Sakinleştirici, Uyku verici, Sıkıntı gidericiler)’in yoksunluk belirtileri arasında terlemeyle birlikte, kalp ve solunum hızında, kan basıncında ya da vücut sıcaklığında artma, ellerde tremor, uykusuzluk, sıkıntı hissi, bulantı ya da kusma ve huzursuzluk, sinirlilik bulunur. Şiddetli yoksunlukta görme, işitme ve dokunma halüsinasyonları ya da illüzyonlar ortaya çıkabilir.
Nikotin yoksunluğunun temel özelliği nikotin içeren maddelerin uzun bir süre (en azından haftalarca) her gün kullanımından sonra birden kesilmesi ya da azaltılmasını takiben ortaya çıkan yoksunluk sendromudur. Nikotin yoksunluk sendromu huzursuzluk ya da çökkün hissetme, uykusuzluk, sinirlilik, sıkıntı hissi, düşüncelerini yoğunlaştıramama, sabırsızlık, kalp atımında azalma, iştah artması ya da kilo alma gibi belirtiler içerir.
Sigara içerek alınan nikotinin etkisinin çabuk başlaması daha ağır bir alışkanlığa yol açar. Sık ve tekrarlayıcı kullanım ve ağır nikotin bağımlılığı yüzünden bırakmanın daha zor olduğu ağır bir sigara alışkanlığına yol açabilir. Sigarayı bırakanlar bir yıl içinde ortalama 2-3 kilo alır. Kısa filtreli nikotin sigaralarına geçildikten ve çiğneme tütünü, nikotin sakızı ya da bantların bırakılmasından sonra hafif yoksunluk belirtileri ortaya çıkar.
YOKSUNLUK TEDAVİSİ
Yoksunluk kişilerin kendi kendine başa çıkabileceği bir durum değildir. Şiddetli bedensel ve ruhsal rahatsızlıklarla seyredebilir. Bu nedenle yoksunluk tedavisinin hastane ortamında bu konuda uzman doktorların gözetiminde yapılması gerekir.
Tedavide izlenecek yol
- Hasta sakin, ses-ışık gibi aşırı uyaranların olmadığı bir ortamda takip edilmelidir
- İlk 24 saat hayati bulguların ve genel durumunun yoğun ve dikkatli takibi, ölüm riskinin göz önünde bulundurulması
- Sıvı tedavisi
- Kalp ritim bozukluklarının takibi
- Epileptik nöbetlerin takibi
- Deliryum geliştiğinde uygun tedavinin düzenlenmesi
- Subjektif-ruhsal sıkıntıların yatıştırılması
- Rehabilitasyon sağlanması
- Yoksunluk tedavisi sonrası, hastanın madde kullanımına tekrar dönme riskine yönelik uygun ilaç tedavisi, psikoterapi, aile tedavisi, grup tedavisi veya bu konuyla ilgili dernek ve benzeri diğer kuruluşlardan yardım almanın planlanması.
Nikotin yoksunluğu tedavisinde uygulanan tedaviler
- Nikotin etkisi yapan sakız ve bantlar (agonistler)
- İlaçlar: Bupropion SR
- Nikotin etkisini bloke eden ilaçlar
- Non-spesifik tedaviler: Anksiyolitikler-sıkıntı giderici ilaçlar
- Diğer ilaçlar: Klonidin/nortriptilin

HAZIRLAYANLAR; Dr. Naci ÖZDEMİR

0 yorum:

Yorum Gönder