3 Temmuz 2011 Pazar

*Meme *Kanseri (6)

Meme Kanseri
Meme kanseri tüm kadınlar içinde görülme sıklığı % 10 gibi oldukça yüksek bir orana erişen ve kadınlarda akciğer kanserinden sonra 2. sıklıkta kansere bağlı ölüm nedeni olan bir hastalıktır. Bu nedenle tanısı ve tedavisi konusunda yoğun çalışmalar yapılmakta ve son zamanlarda ciddi ilerlemeler kaydedilmektedir.
Risk Faktörleri
Meme kanseri riskini artırdığı düşünülen çok sayıda faktör saptanmıştır. Bu risk faktörlerinin bilinmesi hastaların aydınlatılması ve gerektiğinde tarama testleri ile kanserin erken tanınması bakımından oldukça önemlidir. Bu risk faktörleri genel başlıklar olarak genetik ve ailevi faktörler, hormonal faktörler, diyet, benign meme hastalıkları, primer neoplaziler ve çevresel faktörlerdir.
1- Genetik Ve Ailesel Faktörler
Annesi veya kız kardeşlerinde meme kanseri olan bayanlarda meme kanseri, normal populasyona göre daha fazladır. Birinci ve ikinci derece yakınlarında meme kanseri hikayesi olanlarda meme kanserine yakalanma oranı belirgin olarak yüksektir.
2- Hormonal Faktörler
Meme kanseri hormonlarla ve özellikle östrojen ile yakından ilgilidir. Bundan dolayı, ilk adet görme yaşı, menapoz zamanları, gebelik, doğum, emzirme ve hormon kullanımı meme kanseri açısından önem taşır. Özellikle 13 yaş ve daha öncesinde başlayan adet görme meme kanseri riskini belirgin olarak artırmaktadır. Menapoz yaşının gecikmesi de meme kanseri görülme olasılığını artırmaktadır.
55 yaşında menapoza girenlerde 45 yaşında menapoza girenlerden 2 kat daha fazla meme kanseri gelişme riski vardır.
Emzirme
Değişik çalışmalar emzirmenin meme kanseri riskini azalttığını göstermiştir.. Doğum sonrası 4 aydan fazla emzirenlerde risk % 50 azaldığı bildirilmiştir. Hayatları boyunca 36 aydan daha fazla emziren kadınlarda da meme kanseri riski azalmış olarak bulunmuştur. Bir başka çalışmada toplam 25 aydan fazla emzirenlerde riskin % 40 azaldığı görülmüştür.
Doğum
Doğum yapmayan kadınlarda meme kanseri riski, doğum yapmış kadınlara göre % 30- % 70 arasında artmaktadır. İlk gebelik yaşının erken olması riski büyük ölçüde azaltmaktadır. İlk gebeliğin her 5 yıllık gecikmesinde risk % 10 artmaktadır. İlk gebelik yaşının 18 yaşın altında olması, 35 yaş sonuna göre kanser riskini 3 kat azaltmaktadır.
Hormon kullanımı
Oral kontraseptif kullanımının meme kanseri oluşmasında rolü tartışmalıdır. Risk artışının kullanım süresi ile ilgisi olabilir. Bununla birlikte hayatının herhangi bir döneminde oral kontraseptif kullanan kadınlarda riskin artırdığını kesin olarak gösterilememiştir.
Menopozda hormon tedavisi ile de meme kanseri riskinin az miktarda arttığı gösterilmiştir. Bununla birlikte yaygın kanı hormon tedavisi ile osteoporoz ve kalp hastalıklarındaki azalmanın meme kanseri riskindeki artmaya göre daha belirgin olduğu ve bu nedenle vazgeçilmemesi gerektiği şeklindedir. Hormon replasman tedavisi ile alkol alınırsa meme kanseri riski artmaktadır.
3- Diyet Ve Obezite
Yağ tüketimi ile meme kanseri riski arasındaki ilişki tartışmalıdır. Yüksek oranda yağ içeren gıdalarla riskin 2 kat arttığı bildirilmiştir. Bunun yanında vejetaryenlerde meme kanseri sıklığının azalmadığını gösteren çalışmalar da vardır. Alkol kullanımı ile meme kanseri riskinde artış ise kesinleşmiştir. Günlük 5 gramdan az alkol tüketimi ile % 30, 5 gramdan fazla tüketim ile % 45 risk artışı rapor edilmiştir.
Obezitenin meme kanseri üzerindeki olumlu ya da olumsuz rolü tam belirlenememiştir. Ancak düzenli egzersiz meme kanseri riskini azalmaktadır.
4- İyi Huylu Meme Hastalıkları
İyi huylu meme hastalıklarından Non-proliferatif olarak adlandırılan Adenozis, fibroadenoma, Apokrin değişiklik, ductal ektazi ve süt hiperplazisi meme kanseri riski taşımamaktadır.
Proliferatif iyi huylu meme hastalıkları ise hafif riskli, orta riskli ve yüksek riskliler olmak üzere üç bölümde değerlendirilir..
— Hafif riskliler; popillom, sklerozan adenozis, atipi olmayan hiperplazi. Bu grupta meme kanseri görülme riski 1,5–2 kat artmıştır.
— Orta riskliler; atipik duktal veya lobuler hiperplazi Bu grupta meme kanseri görülme riski 4–5 kat artmıştır.
— Yüksek riskliler; Lobuler karsinoma insitu. Bu grupta meme kanseri görülme riski 8–10 kat artmıştır.
5- Diğer Kanserler
Bir memede kanser varsa diğer memede de kanser olma ihtimali 3-4 kat daha fazladır. Bu risk aile hikayesi olan kadınlarda daha yüksektir. Daha önceden rahim veya yumurtalık kanseri hikayesi olanlarda meme kanseri riski % 30 ile % 40 arasında artmaktadır.
6- Çevresel Faktörler
İyonize radyasyon meme kanseri riskini artırmaktadır. Radyasyonun erken yaşlarda yapılmış ve uzun zaman geçmiş olması önemlidir. Göğüs bölgesine 15 yaşından önce yapılmış radyoterapi meme kanseri riskini belirgin olarak artırmaktadır. Nükleer kazalar ve atom bombasına maruz kalınması da meme kanseri riskini artırır. Röntgen film çekimleri (akciğer filmi, mamografi gibi) sık tekrarlandığında meme kanseri riskini artırabilir. Bununla birlikte bir çalışmada 35 yaşından sonra yıllık mamografi yapılanlarda meme kanseri riskinin fazla artmadığı ve riskin yararlarına göre daha az olduğu rapor edilmiştir.
Radyasyon dışında elektromanyetik alanlar ve pestisid kullanımı gibi faktörler de suçlanmışsa da bunlarla ilgili yeterli veri yoktur.
YÜKSEK RİSKLİ HASTALARDA YAKLAŞIM
Bu faktörler göz önüne alınarak hangi hastaların yüksek risk grubunda olduğu ve özel takip gerektirdiği konusunda bir fikir birliği henüz oluşmamıştır. Riskin büyüklüğünü değerlendirmek için farklı formüller ortaya atılmıştır. Bu konuda farklı görüşler olmakla beraber aile hikâyesi meme, over ve endometrium kanseri yönünden pozitif olanlara genetik danışma ve gerekirse genetik testler önerilmektedir. Yüksek riskli olduğuna karar verilen hastaların anamnez ve fizik muayene ile değerlendirildikten sonra 35 yaşından başlamak üzere yıllık mammografilerle takibi en fazla kabul gören yöntemdir.
Bu kişilerde profilaktik mastektomi yapılması da bir seçenek olarak sunulmaktadır. Bunun yapılması için riskin hastaya detayları ile anlatılarak onayının alınması gereklidir. Bununla birlikte profilaktik subkutan mastektominin meme kanserinden korunmayı tam olarak garanti etmediği de bilinmeli ve hastaya açıklanmalıdır. Buna bir alternatif bu hastalara standart total mastektomi yapılmasıdır. Bu girişimlerin meme kanserinden ölümleri ne derece azalttığına dair henüz yeterli veri yoktur.
Yüksek riskli hastalar için bir diğer seçenek ise ilaç kullanımı ile önlemektir. Bu amaçla tamoksifen ve sentetik retinoid kullanılmakta olup henüz araştırma aşamasındadır.
TANISI
Meme kanserinin en sık bulgusu memede ağrısız kitledir. Bunun dışında kanlı meme başı akıntısı, meme cildi ve meme başında çekinti ilk belirti olabilir. Meme kanserini erken tanımakta kendi kendine yapılacak meme muayenesi ve özellikle ağrısız kitle fark edildiğinde doktora başvurulması çok yararlı olabilir. Meme kanseri tarama programları çerçevesinde özellikle yüksek risk taşıyan bayanlarda 6 ay-1yıl arayla meme filmi çekilmesi meme kanserini henüz elle hissedilecek büyüklüğe gelmeden tanımakta yararlı olmaktadır.
TEDAVİ
Meme kanseri tanısı konulduğunda tedavi seçenekleri meme dokusunun tamamı veya bir kısmının alınması, koltukaltı lenf bezlerinin değerlendirilerek gerekirse bir kısmı veya tamamının çıkartılması, bunun yanında kemoterapi, radyoterapi ve hormon tedavisi olarak sıralanabilir. Hastalığın özelliklerine göre bu seçenekler uygun şekilde bir araya getirilmekte, her hastaya farklı seçenekler sunulabilmektedir.

HAZIRLAYAN; Doç. Dr. Şükrü Aydın Düzgün

0 yorum:

Yorum Gönder