Nezle, Akut Nazofarenjit
Soğuk algınlığı, virüslerin etken olduğu bir üst solunum yolu hastalığıdır. Bu virüsler hastanın öksürük ve aksırığı ile çevreye yayılan damlacıklar yoluyla bulaşır. Bilinenin aksine hastalığa sebep olan soğuk havanın kendisi değil, kış aylarında yetersiz havalandırılmış kapalı mekanlarda bulaş riskinin artmasıdır.
Soğuk algınlığının kuluçka dönemi genellikle 24-48 saattir. Hastalığın ilk gününde hastanın soğuk algınlığını bulaştırma olasılığı çok yüksektir. Soğuk algınlığı iyileştikten sonra virüse özgü bağışıklık kazanılır. Ama soğuk algınlığına yol açan çok sayıda virüs bulunduğundan aynı kişi yıl boyunca farklı virüslerle birkaç kez soğuk algınlığına yakalanabilir.
Enfeksiyon dışında kimyasal zedelenme ve alerji gibi etkenlerin burun mukozasında yol açtığı iltihaplanma ise soğuk algınlığından bağımsız bir biçimde gelişebilir.Soğuk algınlığında burun mukozasına ulaşan virüsler, burada çoğalarak hastalık yapıcı etkilerini gösterir. Soğuk, zararlı tozlar, hava kirliliği, alerjik durumlar ve genel bağışıklığın azalması gibi burun mukozasının direncini azaltan koşullar virüslerin burna yerleşmesini kolaylaştırarak soğuk algınlığında etkili olur.
Burun boşluğunun yüzeyini mukoza denen ve özelleşmiş hücrelerden oluşan bir yapı örter. Mukozadaki hücrelerin üzerindeki kirpik benzeri yapılar yine burunda üretilen mukus(sümük)’u burnun ön tarafından genize doğru taşımaya yardım ederler. Burunda ayrıca çok geniş bir kan damarı ağı bulunup, gereğinde şişip daralma özelliği gösterir ve hem havanın nemlenmesinde, hem de salgıların kıvamının sağlanmasında çok büyük rolü vardır.
BELİRTİLERİ
Özellikle kış aylarında sık görülen soğuk algınlığı, burun deliklerinin üst bölümünde ve genizde kuruluk, yanma hissi, kaşıntı, hapşırma ile başlar. Burun içindeki şişmeye bağlı olarak burun tıkanıklığı gelişebilir. Halsizlik, baş ve kas ağrıları gibi genel belirtilere bazen 38°C’yi geçen ateş eşlik edebilir. Üst solunum yollarındaki tahrişe bağlı refleks olarak öksürük ve bunun ardından da göğüs ağrısı gelişebilir. Diğer belirtiler arasında ses kısıklığı, gözlerde ve genizde akıntı ve kaşınma sayılabilir. Genellikle ateş birkaç gün içinde düşerken, tam iyileşme için geçen süre de bir haftayı pek aşmaz. Çoğu çocukluk çağında görülen ve virüslerin rol aldığı döküntülü hastalıkların başlangıç aşamasında da genellikle nezle belirti ve bulguları olur. Nezle durumunda burnun mukozasındaki hasar sonucu burundaki taşıma ve damarsal yapı özelliğindeki bozulmaya bağlı olarak burun akıntısı ve burun içinde ödem oluşur ve burun tıkanıklığı gelişir.
Soğuk algınlığında, burun tıkanıklığına neden olacak kadar mukoza şişmesi ve salgı artışıyla birlikte burun mukozası iltihabı söz konusudur. İltihaplanma aksırma, burun içinde zedelenme, koku duyusu kaybı ve burun tıkanıklığı gibi belirtilere yol açar. Genellikle gözlerde kızarma, göz kapaklarında hafif şişlik gibi belirtiler de görülür.
Soğuk algınlığı kendiliğinden iyileşebilir ya da bakteri enfeksiyonlarının eklenmesiyle zatüre, akut sinüs iltihabı (sinüzit), ortakulak iltihabı ve bronşit gibi hastalıklara yol açabilir. Bu nedenle özellikle ağır geçen soğuk algınlıklarında dikkatli olmak gerekir.Virüs ya da bakterilerin etken olduğu birçok enfeksiyon hastalığı da sıradan bir soğuk algınlığı gibi başlayabilir.
TEDAVİ
Soğuk algınlığında ilaç kullanımı genellikle yararsızdır. Erken dönemde alınmaya başlandığında bazı ilaçlar belirtileri hafifletici etki gösterir. C vitamininin vücut direncini artırarak soğuk algınlığında yararlı olduğu ileri sürülmüşse de bu konuda kesin kanıtlar yoktur. Ateşin 4 günden fazla sürmesi, öksürükle birlikte sarı yeşil renkli balgam çıkarılması ve kanda akyuvar artışı hastalığa bakterilerin eklendiğini gösterebilir.Bu durumda bakterilere yönelik tedavi başlanır.
HAZIRLAYAN: DR.UMUT KAYGUSUZ, DOÇ.DR.ADNAN ÜNAL
4 Temmuz 2011 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder