Psikiyatride Duyu ve Algılamaya Ait Belirtiler
İnsanlar ve diğer varlıklar çevrelerini çeşitli duyu organları ile fark eder, anlar ve kavrarlar. Çeşitli duyu organları aracılığı ile elde edilen duyu verilerini örgütleyip yorumlayarak çevremizdeki nesne ve olaylara anlam verme sürecine algı diyoruz. İnsanda yaşadığımız dünya ile ilişkilerinin temelini algılarımız oluşturmaktadır. Algı, normalde objeden gelen etkinin 5 duyu organlarında işlenmesi, organdan kalkan iletim yollarıyla beyindeki her duyuya özel bölgelere varması ve oralarda oluşan sembollerin önceki bilgilerle birleşerek bir anlam kazanması yoluyla oluşmaktadır. Algılama anında beyin; bireyin içinde bulunduğu durumdan beklentilerini, geçmiş yaşantılarını, diğer duyu organlarından gelen başka duyumları, toplumsal ve kültürel etkileri hesaba katar. Gelen duyuları seçme, bazılarını ihmal etme, bazılarını kuvvetlendirme, aradaki boşlukları doldurma ve beklentilere göre anlam verme bu aşamada yapılır. Algı bozuklukları organik ve psişik kökenli olabilir. Algı bozuklukları çeşitli semptom ve belirtilerle ortaya çıkabilir. Bu belirtiler kimi zaman normal kabul edilebileceği gibi, kimi zaman da ruhsal veya bedensel bir hastalığın önemli bir belirtisi olabilir. Sık karşılaşılan algı bozukluklarını sıralayacak olursak:
HALÜSİNASYONLAR (VARSANI)
Gerçek bir uyaran olmamasına rağmen ortaya çıkan algılamadır. Uyanıklık durumundayken meydana gelen ve ilgili duyu organını ilgilendiren bir dış uyaran olmadığı halde hatalı nitelikte bir duyusal algılamanın olmasıdır. Halüsinasyonlar, genellikle psikotik bir belirti olarak kabul edilirler. Ancak normal kişilerde uyaran yoksulluğu, ateş veya madde zehirlenmesi durumunda görülebilir. Rüyalar, bilincin farkı işlediği bir fizyolojik durumda oluştuğu ve sadece uyku dönemine rastladığı için bir halüsinasyon olarak kabul edilmez. Gündüz rüyası da dene imajinasyon ve hayal kurma durumlarında objesiz algılama söz konusu olmasına rağmen; kişinin denetiminde olması, zaman ve sürenin kişinin isteğine göre belirlenmesi nedeniyle halüsinasyondan söz edilemez. Beş duyuya ilişkin halüsinasyonlar olmakla birlikte en sık karşılaşılan algı bozuklukları işitme ve görme halüsinasyonlarıdır. İşitsel halüsinasyonlar şizofreninin kardinal belirtilerinden biridir; şizofreniform bozukluk, kısa psikotik bozukluk, şizoaffektif bozukluk ve genel tıbbi duruma bağlı psikotik bozukluklarına önemli bir belirtisidir. Şizofrenili hastalar sıklıkla hoş olmayan ve olumsuz sesler duyarlar.
İLLÜZYON (YANILSAMA)
Gerçek bir dış uyaranın yanlış algılanması ya da yorumlanmasıdır. Kısaca yanlış algılamadır. Hasta gerçek bir algıya gerçekte olmayan bazı özellikler katmaktadır. Örneğin; dışarıdaki rüzgârın etkisiyle yaprakların hışırdamasını konuşma sesi olarak ya da duvardaki su borusunu yılan olarak görmesi gibi. İllüzyonlar genellikle; akut organik ruhsal bozuklukta olduğu gibi bilinçlilik düzeyinin azaldığı durumlarda ortaya çıkar. Genellikle deliryum tablolarında ortaya çıkar. Daha nadiren şizofreni, konversiyon, anksiyete ve psikotik özellikli depresyon hallerinde de görülebilir.
DEPERSONALİZASYON (ÖZE YABANCILAŞMA)
Kişinin kendisini gerçek dışı olarak hissettiği bir kendini algılama değişikliğidir. Başka bir deyişle bireyin kendisini, bedenini değişmiş, farkı algılamasıdır. Kişinin kişisel kimliğini yitirdiği duygusunu taşıdığı; başkalaştığı, yabancılaştığı ya da gerçek dışı olduğunu yaşadığı durumdur. Kendi vücudundan ayrılmış gibi veya vücuduna ya da zihinsel süreçlerine dışarıdan bir gözlemci gibi bakıyormuş gibi algı değişiklikleri olabilir. Kişi aynaya bakınca sanki kendi yüzünü tanımıyormuş, kendisi değilmiş gibi algılayabilir. Depersonaizasyon hekimi tanıya yönlendiren belli bir hastalığa özgü bir belirti değildir. Şizofrenide, organik beyin bozukluklarında, ağır bunaltı durumlarında, disosiyatif bozuklukta görülebilir.
DEREALİZASYON (GERÇEK DIŞILAŞMA)
Dış dünyanın farkındalığı veya algılamasının değişmesidir. Başka bir deyişle çevrenin değişmiş biçimde algılanmasıdır. Kişi çevresini bambaşka, tanımadık yabancı bir çevre imiş, çevredeki insanları gerçek, canlı insan değillermiş gibi algılar. Bu algı kişiyi rahatsız eder, bunaltıya yol açar ve hasta bu algısının gerçek olmadığının farkındadır. Çok farklı hastalıklarda, en sık bunaltı bozukluklarında, kimi zaman da ruhsal hastalığı bulunmayan kişilerde zorlanma (stres) ortamlarında görülebilir.
HAZIRLAYAN; Dr. Derya BÜYÜKÖZ
6 Temmuz 2011 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder