Romatizmal Ateş; Akut Romatizmal Ateş
Akut romatizmal ateş, sıklıkla boğazda ve bademciklerde enfeksiyona yol açan “A gurubu Beta hemolitik Steptokok” isimli bir bakteriye karşı bağışıklık sistemimizin aşırı cevap vermesi sonucu oluşan iltihabi bir hastalıktır. Tanımdan da anlaşılabildiği üzere hastalığın ortaya çıkmasına sebep olan etken bir bakteri olmakla birlikte, asıl sorun bu bakteriye karşı vücudumuzun aşırı reaksiyon göstermesidir. Yani bir anlamda bağışıklık sistemimiz vücudumuza giren bu bakteriyi ortadan kaldırmaya çalışırken, yanlışlıkla kendi dokularımıza ve organlarımıza da zarar verebilmektedir .
Hastalığın ortaya çıkışı iki aşamalı olduğu için, bu hastalıkla mücadelemiz de iki temel aşamada olmalıdır;
1. Hastalığa sebep olan bakteri ile savaşmalıyız,
2. Bu bakteriyi ortadan kaldırmaya çalışırken kendi doku ve organlarımıza zarar verebilen bağışıklık sistemimizi kontrol altına almalıyız.
Akut romatizmal ateş sıklıkla çocukluk çağı hastalığıdır. Çünkü akut romatizmal ateşe neden olan bu bakteri çocuklarda daha çok boğaz ve bademcik enfeksiyonuna neden olmaktadır. Boğaz ve bademcik enfeksiyonlarında, bakterilerden çok virüsler daha sık etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Çocuklarda ki bakteriyel farenjitlerin büyük bir kısmında sebep olan bakteri A gurubu B hemolitik streptokoktur. Bununla birlikte bu bakterinin dışındaki diğer bakterilerin ve virüslerin neden olduğu boğaz ve bademcik enfeksiyonlarında akut romatizmal ateş gözlenmez. Akut romatizmal ateş en sık, bu bakterinin boğaz ve bademcik enfeksiyonu yaptığı 5-15’ li yaşlarda ki çocuklarda gözlenmektedir .
Akut romatizmal ateş hastalığının görülme sıklığı yıllar içerisinde değişikliğe uğramıştır. Bu hastalığın sıklığında, hijyenik şartların iyileşmesi, daha az kalabalık yaşam ortamlarının oluşması, sağlık hizmetlerinin daha yaygın ve etkin bir şekilde sunulmasıyla birlikte azalmalar meydana gelmiştir. Uygun antibiyotiklerin kullanımda olmadığı dönemlerde bu bakterinin sebep olduğu boğaz ve bademcik enfeksiyonu geçiren çocukların yaklaşık % 0.3-3’ ün de akut romatizmal ateş gözlenirken, şimdilerde bu oran penisilinlerin kullanımına bağlı olarak gittikçe düşmüştür. Bu hastalığın sıklığı gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasında farklılık göstermektedir . Ülkemizde ise halen önemli bir toplum sağlığı surunu olarak karşımıza çıkmaktadır.
BELİRTİLERİ
Yukarıda belirttiğimiz gibi akut romatizmal ateş hastalığı, aslında iki aşamalı bir hastalığın gecikmiş ikinci aşamasıdır. Bu anlamda her iki aşamada gözlenen bulgu ve belirtiler birbirinden farklı olduğu için ayrıca belirtilmesi uygun görülmüştür
1. AŞAMA; hastalığa neden olan bakterinin yaptığı boğaz ve bademcik enfeksiyonunun belirti ve bulguları görülür. Bunlar boğaz ağrısı ile birlikte, yüksek ateş, dilin çilek şeklinde kızarması, boyunda ağrılı lenf bezeleri, bademciklerde ve boğazda iltihabi akıntı şeklindedir.
2. AŞAMA; Bakteriyi ortadan kaldırmaya çalışan bağışıklık sistemimizin aşırı yanıtına bağlı kendi doku ve organlarımızda meydana gelen hasara bağlı bulgu ve belirtiler gözlenir.
Bunlar etkilenen doku ve organımıza göre değişiklik gösterir;
1. Eklemlerimiz etkilenirse; vücuttaki büyük eklemlerde gezici vasıfta (bir eklemden diğerine atlayan) eklem iltihabi ve eklem ağrısı
2. Deri etkilenirse; Erythema marginatum adı verilen bir çeşit deri döküntüsü
3. Derialtı doku etkilenirse; deri altında şişkinlikler
4. Kalp etkilenirse; kalbin etkilenen dokusuna göre, kalp kapak iltihabi (valvulit) ve buna bağlı kalp kapaklarında yetersizlik ve darlıkların meydana gelmesi, kalp zarı iltihabı (perikardit) ve buna bağlı göğüs ağrısı, kalp kası iltihabı (miyokardit) ve buna bağlı göğüs ağrısı ve nefes darlığı.
5. Sinir sistemi etkilenirse; Syndenham koresi adı verilen yüzde, el ve ayaklarda istemsiz kas hareketleri gözlenebilir.
TANI
Hastalığın birinci aşaması olan boğaz ve bademcik enfeksiyonunun erken tanı ve tedavisi, hastalığın ikinci aşaması olan romatizmal ateşi engeller. Bu amaçla boğaz ve bademcik enfeksiyonu bulguları olan hastalarda, hastalıktan sorumlu mikrobun tanımlanması için çeşitli kan testleri ve boğaz kültürü alınmalıdır. Mikrobu tanımlamada en etkin yöntem boğaz kültürüdür. Boğaz kültürü sonucu birkaç günde çıkabilmektedir. Boğaz kültürü sonucu çıkıncaya kadar antibiyotik tedavisi ertelenebilir.
Uygun boğaz ve bademcik enfeksiyonu tedavisi yapılmayan hastalarda iki, üç hafta içerisinde hastalığın ikinci aşaması olan akut romatizmal ateş gelişebilmektedir. Akut romatizmal ateş daha önce de belirtildiği gibi çeşitli doku ve organlarımıza ilişkin bulgu ve belirti verebilmektedir. Bununla birlikte en sık gezici eklem iltihabı ve kalp tutulumu şeklinde karşımıza çıkmaktadır. A gurubu B hemolitik streptokok mikrobuna bağlı boğaz ve bademcik enfeksiyonu geçiren hastalarada, romatizmal ateşe özgü doku ve organ tutulumunun muayene ile gösterilmesi suretiyle hastalığın tanısı konur .
TEDAVİ
Hastalığın birinci aşaması olan A gurubu B hemolitik streptokok mikrobuna bağlı olan boğaz ve bademcik enfeksiyonunun tedavisi penisilin türevi antibiyotiklerdir. Penisiline alerjiniz varsa doktorunuz size alternatif başka bir antibiyotik önerecektir. Uygun ve zamanında antibiyotik tedavisinin başlanması hastalığın ikinci aşaması olan romatizmal ateşi önlemektedir.
Akut romatizmal ateşin tedavisi, gezici eklem iltihabi ile gelen hastalarda yatak istirahatı ve aspirin ya da benzeri bağışıklık baskılayıcı ilaçlardır. Ciddi kalp tutulumu olan hastalara da ise doktorunuz tedavide daha kuvvetli bağışıklık baskılayıcı ilaçları tercih edebilir. Tedavinin süresi hastalığın şiddetine göre değişebilmektedir.
KOMPLİKASYONLAR VE PROGNOZ
Tedavi edilmeyen A gurubu B hemolitik streptokok mikrobuna bağlı boğaz ve bademcik enfeksiyonunun en önemli komplikasyonu, birkaç hafta sonra gelişebilen akut romatizmal ateştir.
Akut romatizmal ateş gelişen hastalarada ise en önemli komplikasyon kalp tutulumu ile ilgilidir. Kalp tutulumunun eşlik ettiği romatizmal ateş durumlarında uygun tedavi yapılmadığı takdirde kalp kapaklarında kalıcı hasarlar meydana gelebilmektedir. Akut romatizmal ateşin diğer organ tutulumlarında ise kalıcı hasar bırakmasızın tam iyileşme sağlanabilmektedir.
KORUNMA
Hastalığın birinci aşaması olan boğaz ve bademcik enfeksiyonundan korunmada en etkin yöntem genel temizlik kurallarına uymaktır. Bu amaçla havalandırması yetersiz kapalı ortamlardan uzak durmalı, sık sık ellerimizi yıkamalı ve hastalıklı bireylerle temastan kaçınmalıyız.
Daha önce akut romatizmal ateş geçiren bireylerde bu hastalığın tekrarlama riski önemli ölçüde yüksektir. Tekrarlayan akut romatizmal ateş atakları kalp kapaklarında ek hasarlara neden olabilmektedir. Bundan dolayı daha önce akut romatizmal ateş geçiren hastalarda, bu hastalığın tekrarlamaması için, vücutta A gurubu B hemolitik streptokok mikrobunun tutunmasını engellemek amacıyla uzun süreli antibiyotik tedavisi verilmektedir . Bu antibiyotik sıklıkla ayda bir kalçadan uygulanan penisilin türevi bir antibiyotiktir. Antibiyotik korunma tedavisinin ne kadar uzun süreceği konusunda doktorunuz sizi bilgilendirecektir.
Hastalığın ikinci aşaması olan akut romatizmal ateşten korunmada en önemli yöntem, boğaz ve bademcik enfeksiyonunun erken tanı ve uygun tedavisidir. Daha öncede belirtildiği gibi uygun antibiyotik tedavisi akut romatizmal ateş gelişimini önlemektedir.
Akut romatizmal ateşe bağlı kapak hasarı meydana gelen hastalarda bir diğer husus ise, kalp kapağı enfeksiyonlarının önlenmesidir. Hasarlı kapaklar, herhangi bir sebeple kana karışan mikropların tutunup çoğalabilmesi ve enfeksiyona sebep olabilmesine olanak sağlamaktadır. Kalp kapağına yapışma eğilimi gösteren mikroplar sıklıkla, cerrahi girişimlerde ya da diş yıkaması esnasında diş eti kanaması gibi durumlarda kan dolaşımına karışabilmektedir. Kalp kapağı enfeksiyonu denilen bu hastalığın önlenmesinde ağız hijyeni ve kapak hastalığı olduğu bilinen bireylerde cerrahi girişimlerden önce antibiyotik verilmesi önem taşımaktadır. Akut romatizma ateşi geçiren ve kalp kapak hasarı olan hastalar, her türlü cerrahi girişim ve diş çekiminden önce kendilerinden sorumlu doktorları, önceki hastalıkları ve kapak bozuklukları konusunda bilgilendirmelidirler. Bu sayede işlemden önce antibiyotik başlanarak kana karışması muhtemel mikropların kalp kapağına ek zarar vermeleri önlenmektedir .
HAZIRLAYAN:Uzm. Dr. Mustafa Tarık Ağaç
6 Temmuz 2011 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder