7 Temmuz 2011 Perşembe

*Somatoform Bozukluklar (6)

Somatoform Bozukluklar
Somatoform bozukluklar somatizasyon bozukluğu, hipokondriazis, ağrı bozukluğu ve benzer bozukluları içeren bir grup psikiyatrik hastalıktır. Somatoform kelimesi “bedenin şeklini alma” anlamına gelir. Bu grup hastalıkların ortak özelliği belirtilerin genel bir tıbbi durumla, başka bir psikiyatrik hastalıkla ya da madde kullanımının etkileriyle açıklanamamasıdır. Ya da tıbbi bir durum olsa bile, fizik muayene ve laboratuar bulgularına göre belirtilerin yol açtığı psikolojik zorlanma ve işlevsellikte bozulma beklenenden daha fazladır
SOMATİZSAYON BOZUKLUĞU
Fizik muayene ve laboratuar incelemeleri sonucunda tıbbi/fiziksel bir neden ile açıklanamayan birçok bedensel yakınmanın bulunması ve bu yakınmaların kişinin mesleki, sosyal ve özel hayatındaki işlevselliğini etkilemesi ile tanımlanır (tıbbi bir durum olsa bile, psikolojik zorlanma ve işlevsellikte bozulma fizik muayene ve laboratuar bulgularına göre beklenenden daha fazladır). Hastalığın diğer somataform bozukluklardan farkı belirtinin sonucundan ziyade kendisi ile uğraşının daha fazla olmasıdır.
Yaşam boyu toplumda görülme sıklığı yabancı kaynaklara göre kadınlarda %0.2 ile %2 arasında değişmekte, erkeklerde %0.2 civarındadır . Her iki cinsiyet ve bütün sosyoekonomik, kültürel gruplarda görülmekle beraber kadınlarda ve düşük sosyoekonomik kültür düzeyinde sıklıkla daha fazladır. Türkiye ruh sağlığı profili çalışmasında 12 aylık somatizasyon bozukluğu yaygınlığı kadınlarda % 0.4, erkeklerde % 0, tüm nüfusta % 0.2 olarak verilmektedir
Eski çağlardan beri bilinmekle beraber hastalık 1850’lerde Fransız Psikiyatrist Paul Briquet tanımlanmıştır. Bu sebeple Briquet sendromu da denmektedir. Amerikan Psikiyatrik tanı sınıflaması DSM’ye ayrı bir tanı olarak girişi ise 1980’de gerçekleşmiştir.
Nedenleri arasında genetik, öğrenme ve çevresel nedenler ile kişilerin sorunlarını sözel ifade edemeyerek bedensel şikâyetlerle belirtebilmesi, stresörler ve bunlarla baş etme güçlükleri verilebilir. . Hastalığın birçok psikiyatrik, dâhili ve nörolojik hastalık ile ayrıcı tanısının yapılması gerekmektedir. Bu hastalığa sıkılıkla Major Depresif Bozukluk, Panik Bozukluk, Madde ve Alkol Kullanımı ile İlişkili Bozuklular, kısmen de Kişilik Bozuklukları eşlik edebilir.
BELİRTİLERİ ve TANISI
Bu hastalığa tanı konulabilmesi için birkaç yıl içinde ortaya çıkan tedavi arayışları ile toplumsal, mesleki veya diğer önemli alanlarda kişinin uyumunda önemli bozulmaya neden olan dört ağrı belirtisi, iki sindirim sistemi ile ilgili belirti, bir cinsel belirti ve bir yalancı nörolojik belirtinin bulunması gereklidir. Ayrıca belirtiler 30 yaşından önce başlamış olmalı, bu belirtilerin başka bir fiziksel veya psikiyatrik hastalığa ya da uyuşturucu madde kullanımına bağlı olmaması gerekir. Eğer bir hastalık varsa da izlenen belirtiler beklenenden ağır olmalıdır. Bu durumların kısmen karşılanmadığı farklılaşmamış somataform bozukluk da denen tipleri de mevcuttur.
Ağrı belirtilerine örnek olarak baş, karın, sırt, eklem, uzuv, göğüs, makat ağrıları, cinsel ilişki ya da idrar yapmakla oluşan ağrı verilebilir. Sindirim sistemi ile ilgili belirtiler arasında ağrı dışındaki bulantı, kusma, şişkinlik, gebelik döneminde olağanın dışında kusma, ishal ve birçok değişik yiyeceğin dokunması vardır. Cinsellikle ilgili belirtilere ise ağrı dışındaki cinsel isteksizlik, iktidarsızlık, boşalma problemleri, adet düzensizliği, aşırı adet kanamaları ve gebelik boyunca kusma örnek olarak verilebilir. Yalancı nörolojik belirtilere ise denge bozukluğu, kol veya bacaklarda güç yitimi, yutamama, boğazda düğümlenme, ses kısıklığı, konuşamama, tuvalete çıkmama, varsanılar, dokunma veya ağrı duyusunun yitirilmesi, çift görme, körlük, sağırlık örnek verilebilir. Tanıda bu belirtilerin başka tıbbi ya da madde kullanımı ile açıklanamaması esastır.
PROGNOZ
Hastalığın seyrinde çoğul fiziksel belirtilerin genel olarak yıllar boyu devam ettiği düşünülmektedir. Bununla beraber yapılan bazı çalışmalara göre özellikle eşlik eden psikiyatrik hastalıkların tedavi edilmesi ile hastaların yarıya yakınının bir yıl içinde düzeldiği gösterilmiştir
TEDAVİ
Tedavi yaklaşımında temel kişi ve ailesince bunun psikiyatrik bozukluk olduğunun kabulü ve de belirtilerle hastalığın eşanlamlı olmadığının anlaşılmasıdır. Hastalar özellikle eşlik eden depresyon ve kaygı bozuklukları için antidepresan veya anksiyolitik ilaç tedavisi alabilirler. Uygun görülmesi durumunda grup veya bireysel olarak yapılan bilişsel-davranışçı ya da çözümleyici psikoterapilerden fayda görebilirler.

HAZIRLAYAN; Doç. Dr. Sibel ÖRSEL

0 yorum:

Yorum Gönder