8 Temmuz 2011 Cuma

*Yumurtalık Hastalıkları (6)

Yumurtalık Hastalıkları
Yumurtalıklar alt karın boşluğunda, rahmin iki tarafında asılı olan organlardır. Kadınlarda yumurtlama fonksiyonu, hipofizden salgılanan uyarıcı hormonların etkisinde yumurtalıklarda gerçekleşir. Bu hormonlar adet kanamalarının da düzenini sağlar. Her ay hipofizden salınan FSH (Follikül uyarıcı hormon) ve LH (Luteinizan hormon) etkisi ile follikül kisti oluşur. Bu kist içinde olgunlaşan yumurta karın boşluğuna atılır. Rahimin iki yanına doğru uzanan tüpler (Tuba uterina) tarafından bu yumurta tutulur ve rahim içine yönlendirilir. Yumurtanın sperm ile karşılaşması ile gebelik oluşur. Gebelik oluşmazsa menstrüel kanama ile yumurta atılır.
Yumurtalıklar ile ilgili problemlerde hastaların muayene ve aynı zamanda ultrasonografi ile değerlendirilmesi gerekir. Karın ağrısı, adet dönemi ağrıları (dismenore), cinsel birliktelikte ağrı (disparuni), mesane veya makata baskı hissi, sık idrara çıkma, adet düzensizliği durumunda jinekolojik muayeneyi tamamlayıcı ultrasonografi tanı sürecinde çok faydalıdır.
YUMURTALIK KİSTLERİ:
Fonksiyonel Over Kistleri
Muayene sırasında tesadüfen saptanan herhangi bir bulgu vermeyen masum kistlerdir. Genellikle 1- 3 ay içerisinde kendiliğinden kaybolurlar. Ancak bu kistler yumurtalığın kendi etrafında dönmesine (Torsiyon) neden olabileceği gibi kist içine kanayabilir veya karın boşluğuna açılabilir (kist rüptürü).
Dermoid Kist
Yumurtalıklarda gelişen bu kistlerde üreme hücrelerinden başka saç, diş, kemik, kıkırdak, barsak gibi dokular içerirler. Tedavisi cerrahi olarak çıkarılmasıdır.
Endometriozis (Çikolata Kisti)
Kronik olarak dismenore ve kasık ağrısına neden olan, infertiliteye yol açabilen bir durumdur. Yumurtada oluşan kist çikolata kisti olarak da tanımlanabilir. Tedavisi cerrahi olarak bu kistlerin çıkarılmasıdır.
ERKEN MENAPOZ (PREMATÜR OVER YETMEZLİĞİ)
Beklenenden erken yaşta menapoz gelişmesidir. Erken menapoz için sınır yaş 40 olarak kabul edilmektedir. Genetik orjinli olabileceği gibi, otoimmün kökenli de olabilir. Ayrıca radyasyon tedavisi, kemoterapi ve overlerin cerrahi veya travmaya bağlı yaralanmaları sonucunda da oluşabilir. Genelde adet görememe ile tanınırlar. Hastalar infertildirler. Tedavi; hormon replasman tedavisidir.
POLİKİSTİK OVER SENDROMU
Kadınların yaklaşık %4-6’ nda görülür. Düzensiz adet görme ve yumurtlama sorunları ile karakterizedir. Bu nedenle bu kadınlar infertilite (gebe kalamama) veya düşük riski ile karşı karşıyadırlar. Ayrıca artan testesteron (erkeklik hormonu) seviyelerine bağlı olarak tüylenme artışı ve sivilcelenme durumu ortaya çıkar. Tüylenme artışı özellikle yüz göğüs, göbek çevresi ve uyluğun iç kısımlarında görülür. Ultrasonografide yumurtalıklarda 2-8 mm çapında olan 10 veya daha fazla kistik folliküller bulunur. Polikistik overli kadınların %50’ i obez (kilolu) dir. Bu kadınlar kanda kolesterol yüksekliği, rahim kanseri, şeker hastalığı ve kalp hastalıkları gelişme riski altındadırlar. Tedavide hormon düzenleyici ilaçlar kullanılır.
OVER KANSERLERİ
En sık görülen jinekolojik kanserlerden biridir. Gelişmiş ülkelerde daha sık görülürler. Özellikle genetik olarak eğilimli kişilerde, adet görmeyenlerde (amenore), infertillerde, enfeksiyon ve radyasyon maruziyetinde yatkınlık artar. Tanı karında şişlik, ağrı, düzensiz adet kanaması olanlar veya postmenapozal dönemde kanama şikayeti olanlarda şüphelenilmelidir. Genelde ileri evrelerde tanınırlar. 3 tipi vardır. Epitelyal over tümörleri, germ hücreli tümörler ve sex-cord stromal tümörler olarak sınıflandırılırlar. Over tümörlerinin %90’ ınını epitelyal over tümörleridir. Bu tümörler %80 menapoz sonrası görülürken, menapoz öncesi ise germ hücreli over tümörleri en sık görülür.
Yukarda belirtilen şikâyetlerin mevcudiyeti durumunda hemen doktora başvurulmalı ve öncelikli olarak jinekolojik muayene ve ultrasonografi yapılmalıdır. Gerekirse magnetik rezonans inceleme, smear alınması ve tümör belirteçlerine bakılması da diğer tanı göstergeleri olabilir. Bu tanı yöntemleri ile over tümörleri evrelendirilir. Evrelendirme tedavi için yol göstericidir. Tedavi cerrahi, radyoterapi, immunoterapi, kemoterapi ve hormon tedavisini içerir.

HAZIRLAYAN; Doç. Dr. Bekir ÇAKIR

0 yorum:

Yorum Gönder