7 Temmuz 2011 Perşembe

*Seropozitif *Romatoid *Artrit Ve Diğer Romatoid *Artritler (6)

Seropozitif Romatoid Artrit Ve Diğer Romatoid Artritler
Romatoid artrit, eklemlerde ağrı, şişlik ve harabiyete yol açabilen, oldukça sık görülen iltihabi eklem hastalığıdır. Eklemlerin iç yüzeyini döşeyen ‘sinoviyum’ adlı dokunun (zarın) iltihabı ile başlar ve kıkırdak, kemik, tendon ve bağlarda hasar yapabilir. Giderek ilerleyen hastalık, eklemlerin yanında iç organları da etkileyebilir. Genellikle birden fazla eklemi tutar, uzun sürelidir (kronik), ancak ataklar arasında uzun süreli sessiz dönemler de görülebilir. Nedeni tam olarak bilinmeyen bu hastalık, kişiden kişiye de büyük farklılıklar gösterebilmektedir. Genellikle 40-60 yaş arasında ve kadınlarda erkeklere göre 2-3 kat daha fazla görülür.
Romatoid artritin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Genetik açıdan yatkın bireylerde (soyaçekim) sigara ve virüsler gibi çevresel faktörlerin hastalığa neden olduğu düşünülmektedir. Eklemlerin iç yüzeyini döşeyen sinoviyumda iltihap hücreleri toplanır ve bu hücrelerden kıkırdak, kemik, tendon ve bağlarda yıkıma neden olan zararlı proteinler salgılanır. Kadın cinsiyet, 40-60 yaşlarında olmak, ailede hastalığın bulunması ve sigara risk faktörlerini oluşturmaktadır.
BELİRTİLERİ
Eklemlerde ağrı, şişlik, dokunmakla hassasiyet, kollarda deri altı dokularda sert şişlikler (romatoid nodüller), yorgunluk, en az 30 dakika süren sabah tutukluğu, ateş ve kilo kaybı romatoid artritin belirtileri arasında sayabiliriz. Genellikle birden fazla eklem tutulur. Hastalığın erken döneminde (başlangıçta) el bilekleri, eller, ayak bilekleri ve ayaklar gibi küçük eklemler etkilenirken, hastalık ilerledikçe omuzlar, dirsekler, dizler, kalçalar, çene ve boyun eklemleri de etkilenir. Romatoid artritin seyri kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Hastaların önemli bir kısmında eklem bulgularında alevlenmeler (ağrı, şişlik, duyarlılık, ısı artışı ve nadiren kızarıklık) görülürken, hastalık kronik bir şekilde devam eder. Bazı hastalarda hastalık daha hafif seyreder ve daha seyrek hastalık alevlenmeleri olur. Bazılarında ise daha ağır seyrederek zaman içinde eklemlerde ilerleyici harabiyet yapar. Eklem harabiyetine bağlı olarak eklemlerinizde şekil bozuklukları oluşabilir.
TANI
Romatoid artrit tanısı ayrıntılı öykü alınması ve fizik muayene yapılması, belirli laboratuvar testleri ve röntgen incelemeleri yapılması ile konulmaktadır. Romatoid faktör (RF) ve anti-siklik sitrülinli peptid (anti-CCP) antikorları adı verilen testlerin pozitifliği tanıyı destekler. Ancak bu antikorlar hastaların %50-70’inde (üçte ikisinde) pozitif saptanabilmektedir. Bu antikorların her ikisinin de negatif olduğu durumda ‘seronegatif romatoid artrit’ tanımını kullanmaktayız. Seronegatif romatoid artrit genelde seropozitif romatoid artrite göre daha hafif seyreder. Yüksek eritrosit sedimentasyon hızı, düşük hemoglobin düzeyi diğer laboratuvar bulguları arasındadır. El ve ayak filmleri, eklem hasarının hem tanı esnasında hem de takipte ilerlemesinin belirlenmesine yardımcıdır.
TEDAVİSİ
Romatoid artritin halen kesin tedavisi yoktur. Hastalık erken tanı konularak tedavi edilmesi durumunda eklemlerde geriye dönülmez değişikliklerin ortaya çıkması önemli ölçüde engellenir. Eklem iltihabını azaltmaya yönelik tedaviler hem ağrıyı hem de eklem hasarını azaltacak ve hastanın iş görebilirliği ile yaşam kalitesini arttıracaktır. Romatoid artrit tedavisinde kullanılan ağrı ve iltihabı azaltmaya yönelik kısa etkili ilaçlar steroid olmayan anti-inflamatuvar ilaçlar, salisilatlar, ağrı kesiciler ve kortizondur. Bu ilaçların kullanılmasında ana amaç, hastalığı tedavi etmeseler de hastanın çektiği ağrıyı ortadan kaldırmak ve kullanılacak temel etkili ilaçların etkileri ortaya çıkıncaya kadar zaman kazandırmaktır. Romatoid artriti, bağışıklık sistemini düzenleyerek tedavi eden ilaçların etkisi genellikle haftalar ya da aylar içinde başlar. Bu nedenle düzenli kullanılmaları çok önemlidir. Temel etkili bu ilaçlar; metotreksat, leflunamid, klorokin-hidroksiklorokin, altın tuzları, D-penisilamin, sulfasalazin, siklosporin, azatiopürindir. Son yıllarda temel etkili ilaçlara rağmen hastalık aktivitesi kontrol altına alınamayan dirençli olgularda biyolojik ilaçlar yaygın biçimde kullanılmaktadır. Bu ilaçlar kullanılırken kan hücrelerinde düşüklüğe, böbrek ve karaciğer fonksiyon testlerinde bozukluğa neden olabileceğinden belli aralıklarla bu testlerin izlenmesi gerekir. Hastanın bu konuda bilinçli olması gerekir. İlaç tedavisinin yanında hastalık alevlenmesinin olmadığı dönemlerde eklemlere aşırı yüklenmeyecek şekilde düzenli egzersiz yapmak, eklemlerimizi kullanırken aşırı zorlamamak, sağlıklı beslenme dikkat edilmesi gereken diğer konulardır. Ancak tüm bu tedavilere ve önlemlere rağmen eklem harabiyetinin çok şiddetli olduğu hastalarda bazı düzeltici ameliyatlar gerekebilir.

HAZIRLAYANLAR; Doç. Dr Aşkın ATEŞ, Prof Dr Yaşar KARAASLAN

0 yorum:

Yorum Gönder