Yaygın Anksiyete Bozukluğu
Yaygın anksiyete bozukluğunda en az 6 ay süreyle hemen her gün, birçok olay ve etkinlik hakkında aşırı anksiyete ve üzüntü duyma vardır. Kişi üzüntüsünü kontrol etmekte zorlanır. Aşırı anksiyete sonucu yaşamın diğer alanlarında engellenmeler yaşanır. Anksiyeteye eşlik eden belirtiler huzursuzluk, aşırı endişe veya heyecan, kolay yorulma, konsantrasyon güçlüğü, irritabilite, kas gerginliği ve uyku bozuklukları olarak belirlenmiştir.
Anksiyete, Hint-Germen kökeninden ortaya çıkan “angh” sözcüğünden türetilmiş olup “sıkıca bastırmak, sıkıntı ve tasalanma” anlamına gelmektedir. Anksiyetenin dışavurumunda önemli ölçüde kültürel değişkenlikler vardır. Duyulan kaygının aşırı olup olmadığını belirlerken kültürel değerleri göz önünde bulundurmak önemlidir. Yaygın anksiyete bozukluğunun bir yıllık yaygınlığı % 3, yaşam boyu yaygınlığı ise yaklaşık % 5 dir. Kadınlarda iki kat daha fazla görülür. Yaygın anksiyete bozukluğu olanların %50 ila % 90’ında ek bir psikiyatrik bozukluk bulunmaktadır. En çok bulunan psikiyatrik bozukluklar ise panik bozukluğu ve depresyondur. Birçok ruhsal bozuklukta oldu gibi yaygın anksiyete bozukluğunun da kesin olarak nedeni henüz saptanamamıştır. Biyolojik ve psikososyal etkenler muhtemelen birlikte etki gösterirler.
BELİRTİLERİ
Yaygın anksiyete bozukluğunda birincil belirtiler anksiyete, motor gerginlik, otonom sinir sisteminde aşırı uyarılmışlıktır. Motor gerginlik kendini titreme huzursuzluk ve baş ağrıları ile gösterirken, otonom sinir sistemindeki aşırı uyarılmışlık ile nefes darlığı, aşırı terleme, çarpıntı ve çeşitli sindirim sistemi belirtileri görülür. Yaygın anksiyete bozukluğu olan bireyler yaşadıkları bu bedensel şikâyetler nedeniyle genellikle önce dahiliye uzmanına başvururlar, ayırıcı tanıda dikkate alınmalıdır. Bu bireyler dünyayı genel olarak tehdit ve tehlikelerle dolu olduğu ve insanın gelecek olumsuz olaylarla baş edemeyeceği hatalı inançlarına sahiptirler.
PROGNOZ
Hastalığın başlangıç yaşını saptamak zordur, çünkü hastaların sadece üçte biri tedavi arayışına girerler. Genellikle ilk doktora başvuru yirmili yaşlarda bedensel yakınmalar nedeniyle kardiyoloji ya da dâhiliye doktoruna olur. Yaygın anksiyete bozukluğu olan hastalarda eş tanılı bozukluklar da sık görüldüğünden uzun dönemde hastalığın gidişi hakkında öngörüde bulunmak zordur. Ancak genellikle süreğen ve dalgalı bir seyir izler ve stresle karşılaşıldığı zamanlarda kötüleşir.
TEDAVİ
Yaygın anksiyete bozukluğunun en etkili tedavisi ilaç, psikoterapi ve destekleyici tedavilerin birlikte kullanımıdır. İlacın kesilmesinden sonra hastalığın yineleme oranı % 60 ile 80 arasında değişir. Yaygın anksiyete bozukluğundaki belli başlı psikoterapötik yaklaşımlar ise bilişsel davranışçı tedaviler, destekleyici ve içgörü yönelimli terapilerdir.
HAZIRLAYAN; Doç. Dr. Sibel ÖRSEL
8 Temmuz 2011 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder