8 Temmuz 2011 Cuma

*Yemek *Borusu (*Özofagus) *Kanseri (6)

Yemek Borusu (Özofagus) Kanseri
Yemek borusunda, yutaktan itibaren görülen kansere yemek borusu veya özofagus kanseri denilir. Yemek borusu (özofagus) kanserleri, değişik ırklarda ve coğrafik bölgelerde farklı sıklıklarla görülen sindirim sistemi kanseridir. Mikroskopik incelemelerde iki değişik tipi bulunmaktadır. Skuamöz (yassı hücreli) kanser ve adenokanser olarak adlandırılır. Günümüzde her iki tipininde görülme oranları artmaktadır. Çin, Japonya ve Afrika’nın güneyinde görülme sıklığı 170/100 000, Asya’nın doğusunda bu oran 500/100 000’lere ulaşmaktadır. Bu toplumlarda skuamöz hücreli kanser görülürken, gelişmiş ülkelerde adenokanser daha fazla görülmektedir. ABD ve Avrupa ülkelerinde oran 21/100 000’dir. Ülkemizde de yemek borusu kanserine doğu illerinde daha fazla rastlanmaktadır.
Yemek borusu ağız boşluğunun sonundan başlayarak göğüs kafesi içinde arkada devam eder ve karında mide başlangıcında diafram düzeyinde sonlanır. 40-50 cm’lik bir organdır. Ağızdan hemen sonraki bölümü üst, göğüs kafesi içindeki orta ve mide ile birleştiği alan alt yemek borusu olarak adlandırılır. Tümörün yerleştiği alana göre yemek borusu kanserinin metastaz yani farklı bölgelere atlama oranları değişir.
Özofagus kanserlerine orta yaş ve ileri yaşlarda daha sıklıkla rastlanır. Yemek borusu kanserlerinde genetik yatkınlıktan çok, çevresel faktörler ve beslenme alışkanlığı sorumludur. Besinlerin uygun hijyenik ortamda saklanmaması, uzun sürede tüketilmesi, uygunsuz katkı maddeleri, tütsülenmiş et, çiğ gıdalar ve konserve besinlerdeki nitrozaminler kansere zemin hazırlar. Ağız sağlığı bozuk olanlarda besinlerin az çiğnenmesi, çok sıcak içecekler, mineral eksiklikleri (çinko vb.), tütün ve sigara kullanımı, radyasyona maruz kalma diğer etkenlerdir. Skuamöz kansere zemin hazırlayan diğer faktörler ise yemek borusunun alt ucunda görülen yutma bozukluğu olan ve uzun süre tedavi edilmeyen Akalazya hastalığı, insan papilloma virüsü ve özellikle çocukluk çağında yanlışlıkla yutulan yakıcı koroziv madde içilmesine bağlı oluşan yemek borusu darlıklarıdır. Kırsal kesimde özellikle dikkat edilmesi gereken çamaşır suyu gibi kostik kimyasal maddelerin, farklı şişelere konması sonucu çocuklar yanlışlıkla yakıcı sıvıları içmektedir. Bunun sonucunda yemek borusunda darlıklar oluşmakta ve ileride kanser gelişebilmektedir. Özofagus adenokanserleri de son yıllarda, özellikle gastroözofageal reflüsü olan hastaların %10’unda mide hücrelerinin yemek borusuna değişerek ilerlemesi sonucu Barret hastalığı zemininde gelişirler. Hazımsızlık yakınması olan hastalar mutlaka sağlık kuruluşlarına muayeneye gidiniz.
Hastalarda en sık rastlanan klinik belirti, kilo kaybı, yutma güçlüğü, yemek yerken takılma hissidir. Sağlık kuruluşlarına başvurmadan önce yaklaşık 6 ay önce başlayan ağrılı bir yutma ve takılma hissi yemek yerken oluşur. Karında üst bölgede yemeklerin geriye kaçma duygusu ve ağrı şikâyeti olur. Bazen de boyunda lenf bezleri oluşabilir. Kemik ağrıları ve halsizlik görülebilir.
Yemek borusu kanserine tanı koymak için, yukarıdaki şikayetleri olan hastalar, mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna başvurunuz. Tanı koyarken yemek borusunun ilaçlı filmi çekilir. Endoskopi denilen optik ışıklı kameralarla yemek borusu incelenir ve patolojik tanı için parça (biyopsi) alınır. Yemek borusunun içinden etraf dokulara yapışıklık araştırması için endoultrasonografi denilen ultrason tetkiki yapılır. Hastaya bilgisayarlı tomografi, magnetik rezonans (MR), PET denilen ileri görüntüleme tetkikleri istenir. Akciğerlerde film çekilerek incelenir. Karaciğer ve karın içi organlar ultrasonografi ile değerlendirilir. Gerekirse akciğer solunum borucuklarına kamera ile bakılır (bronkoskopi). Bazı kanserlerde olduğu gibi kanda bakılan tümör belirleyicileri ve tarama programları yoktur. Bu tip şikâyetlerde mutlaka aile hekiminizle görüşünüz.
Hastalığın seyrinde, günümüzde artan tedavi yöntemleri ile yüz güldürücü sonuçlar alınmaktadır. Hastalık metastaz denilen etraf lenf bezlerine ve çevre dokulara yayılıma göre farklı seyretmektedir. Yemek borusu kanserleri başlangıç bölgesine göre boyundaki organlara, boyun lenf bezlerine, göğüs kafesi içindeki damar ve lenf bezlerine sıçrayabilir. Karın içinde mideye, karaciğere ve diyafram etrafındaki lenf bezlerine atlayabilir. Sıçramalar olduğu zaman tutulan organın fonksiyon kaybına bağlı olarak hastalığın gidişi değişebilir. Hastada sıçramalar olmadığı zaman ilk tedavi cerrahi olarak tümörlü yemek borusunun çıkarılmasıdır.
Yemek borusu ameliyatlarında hasta tüm tetkikleri yapıldıktan sonra, göğüs kafesi içinden, karından ve boyundan yemek borusu çıkarılır. Değişik yöntemlerle yeniden mideden veya barsaklardan yemek borusu yapılarak operasyon tamamlanır. Etraf lenf bezleri temizlenir. Hastaların bir kısmında farklı klinik uygulamalar da yapılabilir. Hastada yemek borusu tıkanıklığı olan alana, stent denilen genişletici şemsiye uygulaması yapılarak besinlerin geçmesi sağlanır. Endoskopik olarak lazer uygulanarak hastalara darlıklar olan bölgelere tedavi yapılabilir. Hastalarda bazen mideye gastrostomi denilen hortumlar yerleştirilerek dışarıdan beslenme sağlanabilir.
Yemek borusu kanserlerinde operasyon öncesi ve sonrası hastaların genel durumları dikkate alınarak, kemoterapi denilen ilaç tedavisi uygulanabilir. Ameliyat öncesi ve sonrası ışın tedavisi(radyoterapi) pek çok hastada faydalı olmaktadır. Hastalığın tekrarladığı veya operasyon sonrası sıçrama olan durumlarda, yeniden ışın ve kemoterapi uygulamaları yapılmaktadır. Hastalığın komplikasyon denilen yan etkileri ise tamamen, hastalığın yayılım alanlarına bağlıdır. Tedavi sonrası hastalar yakın takip programlarına alınarak, endoskopik kameralı takiplerle ve görüntüleme yöntemleri ile izlenmektedirler. Erken dönemde teşhis edilen hastalarda, ülkemizde çok başarılı sonuçlar alınmaktadır.
Yemek borusu kanserlerinde korunmaya yönelik en önemli etkenler çevresel faktörlerdir. Sigara ve tütünden uzak durunuz. Çok sıcak içecekler tüketmeyiniz. Tütsülenmiş gıda ve konserve gıdaları çok bilinçli tüketiniz. Çiğ gıdalarda uzak durunuz. Hijyene uygun olmayan gıda üretimi ve tüketimine dikkat ediniz. Ağız sağlığınıza dikkat ediniz. Özellikle çocukları yemek borusunu yakıp tahriş edebilecek çamaşır suyu gibi sıvılardan uzak tutunuz. Reflü hastalığı tedavinizi ve mide şikâyetlerinizi mutlaka ciddiye alınız. Bu tip durumlarda mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna başvurunuz.

HAZIRLAYANLAR; Dr. Abdullah ÇETİN, Dr. Suat KUTUN

0 yorum:

Yorum Gönder