24 Haziran 2011 Cuma

*Hipokondriazis (6)

Hipokondriazis
Kişi bedeninde bir bozukluk olmadığı halde bir ya da daha fazla bedensel yakınmasını ciddi bir hastalığın belirtisi olarak yorumlar. Toplumda “hastalık hastalığı” diye bilinen durumdur. Bu kişiler fiziksel bir bozukluk olmadığı halde ciddi bir biçimde hasta olduğu kaygısı vardır. Sürekli olarak profesyonel yardım ararlar. Gereksiz girişimlere maruz kalabilir, ilaç kullanabilirler. Bu durumun somatizasyon bozukluğundan farkı belirti ile değil, belirtinin sonucunda ciddi bir hastalığı olduğu ile uğraşı olmasıdır.
Birinci basamak sağlık ocaklarına başvuranlarda hipokondriazis % 3 oranında görülür. Her yaşta gözükebilmekle birlikte 30–40 yaşlar arasındaki erkekler, 40–50 yaşlar arasındaki kadınlarda daha sıktır. Türkiye’de 12 aylık hipokondriazis yaygınlığı kadınlarda % 0.8, erkeklerde % 0.3, tüm nüfusta % 0.6 olarak verilmektedir.
Hipokondriazis terimi eski Yunan döneminden beri bilinmektedir. Bu dönemde duygusal ve davranışsal bozuklukların, karın içi organlardan kaynaklandığının düşünülmesi sebebiyle karın üstü bölge anlamına gelen hipokondrium kelimesinden türetilmiştir. Hipokondriazis 17. yüzyılda “İngiliz Hastalığı” terimiyle George Cheyne’nin yazılarında karşımıza çıkmaktadır. Toplumumuzda da yaygın olarak bilinen bu durum “Hastalık hastalığı” olarak adlandırılmaktadır.
BELİRTİLERİ
Hipokondriaziste kişinin aşırı uğraşısı bedensel işlevlerle, küçük fiziksel anormalliklerle veya belirsiz fiziksel hislerle olabilir. Kişi bu belirti ve bulguları şüpheli bir hastalığa yorar, onların anlamı ve sebebiyle ilgilenir. İlgilenme birçok organ sistemi, hastalıkla ilgili olabileceği gibi belli bir organ sistemini ya da bir hastalıkla da ilgili olabilir. Tedavi ve yardım almak için çok sık doktora başvururlar, ama yapılan tetkik ve verilen güvencelerden tatmin olmazlar. Tetkikleri normal olsa bile hastalıkları olduğundan emin gibidirler.

Nedenler arasında kişilerdeki ailesel yatkınlık, ağrıya ve diğer belirtilere karşı yapısal bir duyarlılık, psikososyal stresörler olabilir. Diğer tıbbi durumların ayrıcı tanıda düşünülmesi gerekir. Aynı anda fiziksel bir hastalığın bulunması hipokondriazisi dışlamaz. Diğer somatoform bozuklular depresyon ve kaygı bozuklukları, şizofreni dahil bir çok psikiyatrik hastalıkla karışabilir. Hipokondriazise kaygı bozuklukları ve major depresyon ve diğer psikiyatrik bozukluklar eşlik edebilir.
TANI
Tanıda kişinin bir ya da daha fazla vücut semptomunu ya da bulgusunu yanlış yorumlamaya bağlı olarak ciddi bir hastalığı olduğu korkusuyla ya da ciddi bir hastalığı olduğu düşüncesi ile uğraşıp durması belirtisi önemlidir. Buna ek olarak yeterli tıbbi değerlendirme yapılması ve güvence verilmesine rağmen bu düşünceler sürüp gider. Hastalığın süresi en az 6 ay olması ve kişide belirgin bir sıkıntı, toplumsal ya da mesleki bir sorun yaratmalıdır.
PROGNOZ
Herhangi bir yaşta başlamakla beraber genellikle genç erişkinlikte başladığı düşünülmektedir. Süreğen bir hastalık olup dalgalanan bir seyir gösterir. Yapılan bir çalışmada zaman içinde hastalık belirtilerinin gerilemesine rağmen hastaların %63,5’inin halen tanıyı almaya devam ettikleri gözlenmiştir.
TEDAVİ
Tedavide doktor-hasta ilişkisi önemlidir. Hastanın ilgi odağının fiziksel hastalığı olduğu uğraşısından uzaklaştırılarak psikiyatrik hastalık ve bunla ilgili tedavi görmesi gerektiğine doğru çekebilmesi gerekir. Gereksiz girişimler hasta ile işbirliği kurularak engellenebilir.
Tedavide bilişsel davranışçı psikoterapi, psiko-eğitim bir kısım hastada etkili bulunmuştur. İlaç tedavisi olarak çeşitli antidepresan ilaçların etkili olduğuna dair veriler vardır. Hastanın eşlik eden psikiyatrik durumuna göre ilaç seçimi yapılabilir.

HAZIRLAYAN; Doç. Dr. Sibel ÖRSEL

0 yorum:

Yorum Gönder