7 Temmuz 2011 Perşembe

*Spondiloartropatiler (6)

Spondiloartropatiler
Omurga tutulumu ile seyreden bir grup romatizmal hastalığın ortak adıdır. Bu grup içinde Ankilozan Spondilit, Reaktif artrit, Reiter hastalığı ve Psöriatik artrit bulunmaktadır. En sık görüleni Ankilozan spondilittir.
Omurga röntgen tekniklerinin gelişmesi ile beraber 1930'Iu yıllarda spondiloartropati hastalarının omurgalarında çeşitli değişiklikler görülmüştür. 1960 ve 70'Ii yıllarda ise yapılan çalışmalar sonucu spondiloartropati kavramı ortaya atılmıştır.
1. ANKİLOZAN SPONDİLİT (AS):
Yunanca omurgayı etkileyen iltihaplanma sonucu eklemlerin ve
yumuşak dokunun sertleşip kemikleşmesi anlamına gelir. AS'nin kesin nedeni bilinmemekle kalıtımın rolü olduğu düşünülmektedir. Her AS'Ii anne ve babanın çocuğu AS'Ii olmaz. Genetik geçiş oranının %15 olduğu tahmin edilmektedir. Genetik doku grubu olan HLA-B27 %80-95 oranında pozitiftir. Fakat her HLA- B27 pozitif olan AS değildir (normal toplumda %4-5 oranında pozitiflik olabilir). Hastalık en sık 20-40 yaş arasında başlamakla beraber erkeklerde 3 kat daha sık görülmektedir. AS toplumda %0.1-2 sıklıkta görülmektedir.
BELİRTİLER
AS, esas olarak leğen kemiği arasında kalan eklemi ve omurgayı etkilediğinden hastaların en sık şikâyeti bel ağrısıdır. Bel ağrısı; istirahat etmekle artıp egzersizle veya hareket etmekle azalır ve sabah tutukluğu ile beraberdir. Ağrı uyluk arkasına ve kalçalara yayılabilir ve gece uyandırabilir. Bu nedenle genelde sabah uyandığınızda ağrı ve tutukluk yoğunken gün içinde hareket etmekle şikâyetleriniz azalır. Omurganın tutulması ile beraber belde, boyunda ve göğüs kafesinde hareket kısıtlılığı gelişir. Derin nefes almada zorluk çekebilirsiniz.
Omurga dışında en sık tutulan eklemler kalça ve omuz eklemleridir. Bu eklemlerde de ağrı, tutukluk, hareket kısıtlılığı ön plandadır. Kalça ekleminin tutulması ile yürüme bozuklukları görülebilir.
Yorgunluk birçok hastanın yakındığı konudur. Genelde hastalığın
alevlendiği dönemlerde görülür. Eklem dışı tutulumun başında göz gelir. Gözlerde kızarma, ağrı, ışığa karşı hassasiyet, bulanık görme şikâyetleriniz varsa mutlaka doktorunuz ile görüşünüz. Bu belirtiler gözün iltihaplı atakları olabilir ve erken dönemde tedavi edilirse hasar bırakmadan iyileşir.
TANI
Her bel ağrısı ve tutukluk AS değildir! 3 aydan uzun süren ve istirahatla artıp egzersiz veya hareketle azalan bel ağrısı ve sabah tutukluğu varsa ve derin nefes alıp vermede göğüs kafesi yeterince esnemiyorsa AS yönünden değerlendirilmelidir. Kesin tanıyı koymada kan tahlilleri ve röntgen yardımcıdır. Kanda iltihaplanma nedeniyle alevlenme dönemlerinde
sedimentasyon ve CRP yüksek bulunabilir. Yine kandan bakılan HLA- B27 %80-95 oranda pozitif bulunur.
Omurga röntgeninde bambu kamışı görüntüsü (omur çevresindeki bağların kemikleşmesi) dikkat çekicidir. 2 leğen kemiği arasında kalan sakroiliak eklemin düzensiz olması veya eklem aralığının kapanması tanıyı koymada gereklidir.
PROGNOZ
AS, yaşamı tehdit eden bir hastalık değildir. Erken dönemde tanı konulur ve uygun tedaviye başlanıp egzersizler düzenli olarak yapılırsa hastalık kontrol altına alınır ve şekil bozuklukları ve sakatlıkların gelişmesi engellenir. Aksi halde günlük hayatlarında kısıtlılıklar görülürve fiziksel engellilik gelişir.
TEDAVİ
Tedavinin temeltaşı hasta eğitimi ve egzersizdir. Hastalığın seyri ve gelişebilecek komplikasyonlar ve özellikle de hastalığın sizinle ömür boyu devam edeceği bilinmelidir. Göğüs kafesinin tutulumu nedeniyle akciğerin esneyebilme kabiliyeti azalacağı unutulmamalıdır. Akciğerin esnemesini engelleyen diğer bir etken de sigara olduğundan eğer kullanıyorsanız bir an önce bırakmalısınız.
Omurganızın düzgün duruşunu korumaya yönelik dik oturma, ayakta dik durma, her gün 2 kez 20şer dakika yüz üstü yatma, uyurken alçak yastıkta yatma, düzenli egzersiz hayatınızın bir parçası haline gelmeli. Yüzme sizin için en iyi spordur. Özellikle de surt üstü yüzme omurga ve eklemlerin hareketliliğini arttırır. Eğer yüzemiyorsanız yürüyüş de tavsiye edilir. Düzenli egzersiz ile boyun, sırt ve bel kaslarının esnekliği ve gücü artar, ilerde gelişebilecek şekil bozuklukları engellenir. Ayrıca derin nefes alıp verme egzersizleri ile göğüs kefesinin ve akciğerin esnekliği korunur.
Fizik tedavi ve kaplıca tedavisi hastalığın alevli olmadığı dönemlerde verilebilir. Ağrıyı azaltma ve dokuların esnekliğini arttırma amaçlı sıcak tedavisi, elektrik akımı veya kaplıca tedavisinden fayda görebilirsiniz.
AS, iltihaplı romatizma hastalığı olduğundan çeşitli romatizma ilaçları kullanılabilmektedir. Bu konuda aile hekiminize danışmanızı tavsiye ederiz.
KOMPLİKASYONLAR
Omurganın tutulması nedeniyle beldeki çukurluk kaybolur, sırt bölgesinde kamburlaşma görülebilir. Eklemlerin tutulması nedeniyle yürüyüş bozuklukları, durusta şekil değişiklikleri görülebilir.
Göz tutulumu tedavisiz kalmışsa gözde yapışıklıklara ve göz tansiyonuna neden olabilir. Nadiren kalp tutulumu nedeniyle iletim bozuklukları ve kapak yetmezliği görülebilir.
Akciğer tutulumunda akciğer sertleşir ve akciğer dokusunda boşluk oluşabilir. Bu boşluk içersinde mantar enfeksiyonu yerleşebilir. Göğüs kafesinin de tutulması ile derin nefes alıp vermede güçlük yaşayabilirsiniz.
%1-3 oranında görülen böbrek tutulumunda amiloidoz denen madde birikimi nedeniyle böbrekten protein kaçağı olur ve böbrek yetmezliğine kadar ilerleyebilir.
KORUNMA:
Önemli olan ilerde gelişecek komplikasyonları önlemektir. Bu amaçla;
1. Düzgün duruş yatarken, otururken, ayaktayken mutlaka korunmalıdır.
2. İdeal yatak ne çok sert ne de çok yumuşak olmamalı, eğilip bükülmemelidir. Yüzüstü yastıksız ya da baş altına çok ince bir yastık koyarak yatmalısınız. Yüzüstü yatma alışkanlık haline getirilmelidir. Sabahları kalkmadan ve akşam yatmadan önce 20 dakika yüzüstü yatmalısınız.
3. Sigara özellikle AS'de akciğerlerin solunumu olumsuz etkilendiğinden çok zararlıdır. Eğer kullanıyorsanız, kısa zamanda bu alışkanlığınızı bırakmalısınız. Derin solunum egzersizleri. Akciğer ve göğüs kafesi hareketlerinin korunmasına yardım eder.
2.REAKTİF ARTRİT VE REİTER HASTALIĞI:
Bir enfeksiyonu takiben genellikle 1–4 hafta sonra eklemlerde olan
iltihaplanmadır. Eklemlerde mikrobik enfeksiyon yoktur. İlk kez Syndenham tarafından kanlı ishal sonrası 1670'Ii yıllarda tespit edilmiş.
BELİRTİLER
Sıklıkla diz gibi büyük eklemler tutulur. Tutulum simetrik değildir. Eklemlerde ağrı, şişlik, ısı artışı, kızarıklık görülebilir. Barsak boşaltım sisteminde, idrar yollarında, genital yolda son 1 ay içersinde geçirilmiş enfeksiyon öyküsü vardır. Reiter hastalığının klasik üçlü belirtisi; artrit (eklem iltihaplanması), üretrit (idrar yollarının enfeksiyonu) ve konjunktivittir (göz kapağı iltihaplanması).
TANI
Son 1 ay içersinde geçirilmiş enfeksiyondan sonra gelişen eklem tutulumu reaktif artriti akla getirir. Reiter hastalığı için klasik 3 belirti tanı koydurucudur.
TEDAVİ
Reiter hastalığı ataklarla seyredip kronikleşebilir. Bu yüzden uygun bir şekilde tedavi edilmesi gerekmektedir. Bu konuda çeşitli ilaçlar mevcuttur. Ayrıntılı bilgi için aile hekiminiz ile görüşünüz.
3.PSÖRİATİK ARTRİT:
Sedef hastalığı ile ilişkili eklem tutulumu ile seyreden romatizmal bir hastalıktır. İlk olarak 1818'de sedef hastalığı olan bir hastada tanımlanmıştır. 1964 yılında ise psöriatik artrit ayrı bir hastalık olarak değerlendirilmiştir.
BELİRTİLER
Psöriatik artrit genelde 20-40 yaş arasında başlar. Kadın ve erkekler eşit sıklıkta etkilenir. Sedef hastalığı bulunan kişilerin %S-8inde gelişebilmektedir.
Ciltte görülen tipik döküntülerin yanı sıra özellikle el parmaklarının üç kısımlarındaki eklemlerde iltihaplanma görülür. Parmaklar kırmızı ve şiştir, sosis şeklini andırır. Ağrı nedeniyle eklemlerinizi hareket ettirmekte zorlanabilirsiniz. Tutulum genelde her 2 elde olur, fakat tek taraflı tutulum da görülebilmektedir. El parmakları dışında el bileklerinde, ayak bileklerinde, ayak parmaklarında da tutulum görülebilir. Tırnaklarda yüksük tırnak denilen çukurlaşmalar ve boyuna çizgilenmeler görülebilir. AS'ye benzer şekilde omurga tutulumu görülebilir, fakat AS gibi şekil bozukluğu beklenmez.
TANI
Klinik bulgulara göre konulur. Eklem tutulumu olan sedef hastalarında akla gelmesi gerekmektedir.
PROGNOZ
Alevlenmelerde seyreden ömür boyu sizinle olacak bir hastalıktır. Erken dönemde başlanacak tedavi ile hastalık kontrol altına alınabilir.
TEDAVİ
Hastalığın seyrine yönelik çeşitli ilaçlar bulunmaktadır. Ayrıntılı bilgiyi aile hekiminizden alabilirsiniz. Ayrıca eklemlerde kısıtlılıkları önlemek amacıyla eklem hareket açıklığı egzersizleri önem taşımaktadır.
KOMPLİKASYONLAR
Vücutta amiloidoz denen madde birikimi ile böbreklerden protein kaçağı olabilir. Eklemlerde tutulum ile şekil bozuklukları görülebilir.

HAZIRLAYANLAR; Dr Feride SAVAŞ, Dr Ayşe Nur BARDAK

0 yorum:

Yorum Gönder