2 Temmuz 2011 Cumartesi

*Lenfoma (6)

Lenfoma
Lenfoma lenfositlerin oluşturduğu bir kanser tipidir. Lenf dokusunun habis tümörüne verilen genel bir isimdir. Kanser ya normal hücrelerin hızla çoğalması veya normal lenfositlere göre daha uzun süre yaşamaları ile oluşur. Malign lenfoid hücreler de normal lenfositler gibi lenf düğümü, dalak, kemik iliği, kan ve diğer organlarda çoğalır. Lenfoma Hodgkin lenfoma ve Hodgkin dışı lenfoma adı altında iki büyük gruba ayrılır. Hodgkin dışı lenfomalar Hodgkin lenfomaya göre daha sık görülmektedir
Hodkin Lenfoma
Hodgkin lenfoma Reed Sternberg hücresi olarak bilinen özel kanser hücrelerinin bulunduğu lenfoma türüdür. İlk kez tarif eden Thomas Hodgkin`in adı ile anılan hastalıktır. Hodgkin hastalığının nedeni kesin olarak bilinmemektedir. Her yaşta ortaya çıkabilmekle birlikte daha çok genç erişkinlerde(15-40 yaş) görülür. Erkeklerde daha sık ortaya çıkar. Bulaşıcı bir hastalık değildir. Kombine kemoterapi ile şifa elde edilebilen ilk habis hastalıktır.
Hodgkin dışı Lenfoma
Bu başlık altında lenfatik sistemi etkileyen yakından ilişkili bir grup hastalık toplanır. Bu hastalık anormal B lenfositlerden kaynaklanan B hücreli lenfomalar ve anormal T lenfositlerden kaynaklanan T hücreli lenfomalar olarak 2 gruba ayrılır. T lenfositleri bağışıklık sisteminin düzenlenmesinde ve viral enfeksiyonlarla mücadelede görev alırken, B lenfositler ise antikor üretilmesinde görev alırlar. B hücreli lenfomalar daha sık görülmektedir. Hastalık lenf düğümlerinde, dalak gibi lenfoid dokularda ortaya çıkabilir veya mide, barsak gibi organlardaki lenf dokusundan kaynaklanabilir. Kansere dönüşmüş lenfoid hücreler kan ve lenf dolaşımı aracılığı ile vücudun diğer kısımlarına da yayılabilir. Son yıllarda HDL sıklığı artmaktadır, ancak bu artışın nedeni bilinmemektedir.
Lenfomalar nedeni kesin olarak bilinmeyen hastalıklardır. Bulaşıcı hastalık değildir. Lenfoma gelişimini kolaylaştıran bazı risk faktörleri olduğu kabul edilmektedir. EBV ya da HTLV 1 gibi bazı virüslerle infekte kişilerde, immun yetmezlik durumlarında( HİV infeksiyonu, immun supressif tedavi uygulanan organ transplantasyonu yapılmış hastalar), ailede lenfoma anamnezi olan hastalar, bazı kimyasal maddelerle ilişkisi bulunanlarda sık görülür.
BELİRTİLERİ
İlk şikâyet çoğu kez boyunda ortaya çıkan ağrısız bir şişliğin fark edilmesi şeklindedir. Hodgkin hastalığında bu şişlik özellikle solda köprücük kemiği üzerinde yerleşimlidir. Koltuk altı ve kasıktaki lenf düğümü bölgelerinde de büyüme olabilir. Az sayıda hastada ise lenf düğümü büyümesinin yaygın olduğu görülür. Göğüs kafesi içinde ya da karın boşluğu içindeki lenf düğümlerinde de büyüme olabilir. Bunlar bası nedeni olacak büyük kitleler oluşturuyorsa nefes darlığı, yüzde ve boyunda şişme ya da karında şişlik, ele gelen kitle, karın ağrısı gibi şikâyetlere yol açarlar. Fizik muayenede karaciğer ya da dalak büyüklüğü saptanabilir. Hastalık lenf düğümü dışındaki dokuları da tutabilir. Akciğer, karaciğer, kemik, kemik iliği tutulumu en sık lenf düğümü dışı tutulum yerleridir. Hastaların bir kısmında lenfomaya bağlı olarak ortaya çıkan ve sistemik semptomlar olarak değerlendirilen bulgular olabilir. Bunlar ateş, gece terlemesi, son 6 ayda vücut ağırlığının % 10 undan fazla kilo kaybı olmasıdır. Hodgkin hastalığında kaşıntı da olabilir. Hodgkin hastalığında hasta alkol alınınca büyümüş lenf düğümlerinde ağrı olduğunun ifade edebilir. Bademciklerin tutulumu Hodgkin dışı lenfomada daha sık olmaktadır.
Lenfoma tanısı koymak için mutlaka tutulmuş bölgeden biyopsi yapmak gerekir.
TEDAVİ
Lenfoma tedavisi radyoterapi ve kemoterapi ile yapılmalıdır.
Tanısı doğrulanan her hastaya uygun evreleme için bilgisayarlı tomografi ve kemik iliği biyopsisi yapılmalıdır.
Erken evrede uygun tedavi ile % 80’lere ulaşan şifa şansı ileri evrelerde de daha düşük bir oranda devam etmektedir.
Radyoterapi: Radyasyon tedavi edilen alandaki kanser hücrelerini öldüren bir lokal tedavidir. Tedavi sınırlı bir bölgeye veya geniş alanlara verilebilir. Radyasyon ağrısızdır. Yorgunluk, iştah kaybı, boğazda tahriş, bulantı, öksürük, ağız kuruluğu, deri döküntüleri, saç dökülmesi radyoterapinin beklenen yan etkileridir.
Biyolojik tedaviler: İmmunoterapi dahil biyolojik tedaviler vücudun hastalıkla savaşabilme kapasitesinin kullanıldığı tedavi şekilleridir.

HAZIRLAYAN; Dr. Cihangir ULUBEY, Dr. Necdet BİLDİK

0 yorum:

Yorum Gönder