5 Temmuz 2011 Salı

*Ödem (6)

Ödem
Vücutta anormal miktarda su toplanmasıdır. Kalp, damar ve böbrek hastalıklarının bir belirtisi olabildiği gibi bazı alerjik durumlarda ve beyin travmalarında ciddi sonuçlar doğurabilir. Vücut dokularındaki su miktarının artışına verilen isimdir. Özellikle derialtı ve kaslardaki doku aralıklarında, kalp, akciğer ve karın iç zarları boşluklarında serbest sıvının toplanması, ödemin tespitini mümkün kılar. Dolayısıyla ödem, klinikte hücre dışı ve damar dışı sıvı miktarının artışını ifade eder. Seröz boşluklarında sıvı toplanması ile birlikte olan genelleşmiş ödemlere “anazarka” adı verilir.
Derialtı ödemi, derinin şiş ve gergin hâliyle fark edilir, bacak alt ucundaki kemik çıkıntısı üzerinde deriye parmakla bastırılır ve bir müddet beklenirse o bölgedeki doku aralıklarında bulunan sıvının itilmesinden dolayı parmak kaldırıldıktan sonra bir çukurluk kalır. Ödem aşikâr hâle gelmeden evvel hücre dışı sıvı miktarı ve vücut ağırlığı süratle artar. Bu artış beden ağırlığının % 10’unu geçtikten sonra parmakla bastırılmakla çukurluk teşekkülü görülür. Normalde de doku aralıklarında bulunan ve artışı ile ödemi husule getiren sıvı, dolaşan kandan gelmektedir. Dolayısıyla ödem sıvısı terkip bakımından kan plazmasına çok yakındır. Bikarbonat, klor, sodyum ve klor gibi elektrolitler, glikoz, üre, kreatinin, amino asitler ihtiva eder. Protein muhtevası ise ödeme yol açan sebebe göre değişiklik gösterir. Ödem yaygın ve lokalize olur. Yaygın ödemlerin oluş mekanizmasını iki gruba ayırabiliriz:
1. Böbreklerin tuz ve suyu az ıtrah etmeleri sonucu plazmada birikime uğrayan su ve tuzun dokulara ve doku aralıklarına geçmesiyle meydana çıkan ödemler.
2. Plazma ile dokular arasında su ve molekülleri hareket ettiren kuvvetler dengesinde husule gelen değişiklikler neticesinde doku aralıklarında su ve tuz toplanmasına bağlı olan ödemler.
Böbrekteki süzülme bozuklukları eğer emilmedeki buna mütenasip bir değişmeyle berâber değilse vücuttaki su miktarının önemli derecede artış veya azalışına sebep olur. O halde vücuttaki toplam su miktarının ayarlanmasının yapıldığı başlıca organ olan böbreğin hastalıklarında birçok ödemlerin ortaya çıkması gâyet tabiîdir. Ödemleri oluş mekanizmalarına göre çeşitli sınıflara ayırmak mümkündür:
Uzun süre ayakta durmak, tromboflebit, tümörler, damar balonlaşmaları gibi sebeplerle toplardamarların baskı altında kalması ödeme yol açar.
İlâç allerjileri, böcek sokmaları, yanma ve donma sonrasında ödemler oluşabilir.
Uzun süren açlık halleri ve böbreklerden protein kaybının fazla olduğu böbrek hastalıklarında olur. Kısa zamanda fazla kilo kaybedenlerde ve ihtiyarlarda ortaya çıkabilir.
Lenf damarlarının “Filaria Bancrofti” adlı parazitle tıkanması netîcesinde meydana gelen ödem; Bu hastalığa “fil hastalığı” adı verilir ve tuttuğu organı aşırı boyutlara vardırmasıyla tanınır.
Böbrek faktörünün başta geldiği ödemler: Böbreğin normalde ıtrah edebileceğinden fazla tuz alınması, böbreğin tuz ıtrah vazifesinin bozulması veya hormonal sebeplerle böbreğin tüpçüklerinden aşırı tuz emilmesi de ödeme sebep olur.
Yukarıdaki bilgilerden de anlaşılabileceği üzere ödem bir hastalık değildir, bir belirtidir. Ödem görüldüğü zaman mutlaka sebebi araştırılmalı ve tedâvi edilmelidir.

HAZIRLAYAN; Dr. Esma G. ALTUNOĞLU

0 yorum:

Yorum Gönder