Testis Hastalıkları
İNFERTİLİTE (KISIRLIK)
İnfertilite yani kısırlık araştırmalarından çıkan sonuçlara göre rahatsızlıkların %15′ i erkeğe aittir. Evli çiftlerin, tüm çabalarına rağmen 1 yıl içinde gebelik oluşmamışsa, eş ile birlikte tetkike alınmalıdır. Ancak, kadın ve erkekten biri veya ikisi de 35 yaşın üzerindeyse, 1 yıl beklenilmeden tetkiklere başlanılmalıdır. Her şeyden önce erkeğin sperm ölçümü olan semen analizi yapılması gerekir. Semen analizi yapılmadan önce dikkat edilecek nokta, semen analizi 2-3 günlük cinsel perhizden sonra yapılmalıdır. Daha uzun aralıkla yapılırsa, ölü sperm sayısının artacağından sağlıklı sonuç alınamayacaktır. Daha kısa sürede yapılırsa sperm sayısını etkiler. O nedenle 2-3 gün cinsel perhiz semen incelemesinde önemlidir. Semen incelenmesinde herhangi bir sorun olursa, test bir ay ara ile tekrarlanmalıdır. 2. testte de bozukluk varsa, o zaman muayene ve diğer tetkikler gereklidir. Azospermi, semen analizinde hiç sperm olmaması durumuna denir. Tüm erkeklerin %1'inde, infertil erkeklerin ise %10-15'inde görülür.
VARİKOSEL VE KISIRLIK
Erkek kısırlığı, % 30-40 oranında, kısırlığı oluşturacak başka rahatsızlıklar hastalıklar sonucu olabilir. Normal popülasyonda erkeklerin %15'inde, kısır erkeklerin ise %40'ın da varikosel vardır. Fizik muayenede hasta hem ayakta hem de yatar pozisyonda muayene edilmelidir. Ayakta palpasyon yapıldığında varikosel solucan torbası ”şeklinde hissedilir. Yatar pozisyona geldiğinde bu durum kaybolur veya iyice azalır. Eğer semen parametreleri normal ise varikoselin tedavi edilmesine gerek yoktur. Genç erkeklerde varikosel olmasına rağmen semen analizi normalse, bu durumda varikosel tedavi edilmemeli, 1–2 yıllık aralıklarla semen analizi tekrarlanmalıdır.
CİNSEL FONKSİYON BOZUKLULARI
Erkeklerde erektif zorluklar, primer veya sekonder olarak ortaya çıkabilir. Primer setleşme güçlüğü (yeterli setleşme sağlayamama), nadir olarak görülür ve cinsel performansa ait yüksek kademede anksiyeteden kaynaklanır. Tedavisi anksiyetenin psikoterapi ile giderilmesidir. Sekonder erektil güçlüklere olabildiğince sık rastlanır. Sekonder setleşme kaybı, psikolojik kaynaklı olabilir veya organik hastalıklara veya farmakolojik maddelere, sekonder olarak ortaya çıkabilir. Psikojenik setleşme kaybı, en çok erken ejakülasyon öyküsü olanlarda veya akut alkol intoksikasyonlarından sonra görülür. Bunların dışında, aşırı dini inançlar, baskılayıcı anne-baba, mümkün bir homoseksüellik endişesi, veya kronik stresle de ilişkili olabilir. Bunların çoğunda da, performans anksiyetesi olayın temelini oluşturur. Genel olarak, organik nedenlere bağlı setleşme kayıpları, hazırlayıcı bir olay olmaksızın, sinsi olarak başlarlar. Fonksiyon kaybı kalıcıdır, giderek kötüleşir ve diğer şartlarda da setleşme olmaz cinsel istek kaybı ise olmayabilir. Psikojenik nedenlere bağlı setleşme kayıpları ise tersine, hazırlayıcı bir olayı izleyerek, ani olarak başlar. Daha sonraları da setleşme kaybı geçici, bazen ortaya çıkan ve geçici niteliktedir.
Son zamanlara kadar erkeklerde setleşme zorluklarının % 80-90’ nın psikojenik nedenlere, % 10-20’ nin ise organik nedenlere bağlı olduğu söylenirdi. Son yıllarda, hastalık kaynaklı setleşme sorunlarının oranının daha yüksek olduğunu ileri sürmektedirler. Nadir bazı vakalarda, cinsel fonksiyon bozukluğu, düşük serum testosteronunu (erkeklik hormonu) ve testis yetmezliğine bağlı olarak ortaya çıkar. Serum testosteron düzeyinin belirlenmesi tanıya yardımcı olur. Setleşme kaybı ile birlikte yüksek prolaktin seviyesi saptanırsa prolaktin salgılayan hipofiz tümörü düşünülür. Bu tümörlerin cerrahi tedavisiyle iyi sonuçlar alınır. Tanı konmamış veya kan şekeri kontrol altına alınmamış diyabetik hastalarda kan şekerinin kontrolü ile problem büyük ölçüde ortadan kalkmaktadır.
Alkol (akut intoksikasyonu ve kronik kullanıma bağlı fiziksel hasarları) ve alışkanlık yapan ilaçların dışında, cinsel istek, setleşme, ejakülasyon ve orgazmı negatif yönde etkileyen maddeler mevcuttur. Bunlar bazı antihipertansif ilaçlar, antidepressan ve antipsikotik ilaçlar ve antiasitler dışındaki ülser ilaçlarıdır.
Genital bölgede kan dolaşımını engelleyen bir hastalık, setleşme güçlüğüne yol açabilir. Organik bir nedene bağlı olarak cinsel fonksiyon kaybına uğrayan hastaların dikkatle değerlendirilmesi gerekmektedir. Bazı hastaların ilk yakınması cinsel fonksiyon bozukluğu olmakla birlikte, çoğunlukla, seksüel bozukluk organik hastalığı uzun zamandır bilinmekte olan kişilerde görülür. Her iki durumda da, uzman bir doktorun hastanın fiziksel sağlığını tekrar değerlendirmesi gerekmektedir.
HAZIRLAYAN; Doç. Dr. Bekir ÇAKIR
8 Temmuz 2011 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder