30 Haziran 2011 Perşembe

*Kemik *Kırığı ve* İmplant Takibinde Bozukluklar (6)

Kemik Kırığı ve İmplant Takibinde Bozukluklar
ENFEKSİYON
İntramedullar çivi ile tespit edilen açık femur ve tibia kırıklarının yaklaşık olarak %4-7 sinde , eksternal fiksator il tedavi edlenlerin %7 sinde enfeksiyon tespit edilmiştir.
Bu enfeksiyonlar tekrarlayan cerrahi debridmanlar ve genellikli intravenoz yolla uygulanan antibiyotikler ile agresif olarak tedavi edilmelidir. Bir tespit cihazının ( plak, çivi, eksternal fiksator) varlığında enfeksiyonun meydana gelmesi i kemik stabilitesi ve yabancı cisim reaksiyonu arasında bir seçim yapılmasını gerektirir. Enfeksiyonu elimine etmek için stabilite gereklidir fakat bu durumda da mikroorganizmalar implanta yapışık kalır ve sebat eden enfeksiyon ile sonuçlanır. Stabilite için gerekli olan implant kemiksel sağlamlık sağlanana kadar kalabilir veya başka bir tespit cihazı ile değiştirilebilir.(Örneğin bir plak çıkarılabilir ve yerine eksternal fiksator konulabilir.)
YUMUŞAK DOKU KOMPLİKASYONLARI
Yara açılması tanısı konulmamış veya yakında olması muhtemel bir enfeksiyonun belirtisi olabilir. Yine tedavi tüm nekrotik dokuların temizlenmesidir.
Yüksek enerjili travmalar ve sonrasında veya ekleme komşu kırıklarda veya cilt hareketlerinin kısıtlandığı durumlarda kırık bülleri veya kabarcıkları oluşabilir. Kabarcıkların kendi halinde iyileşmesine izin verilebilir bu süre 10–14 gün alabilir ve cerrahi ertelenebilir veya kabarcıklar steril şartlarda temizlenerek günlük pansumanı yapılabilir.
TROMBOEMBOLİK KOMPLİKASYONLAR
10 gün veya daha fazla kalan hareketsiz kalan büyük kemik kırıklı hastaların %67sinde tromboz vardır. Travma hastalarında ölümcül pulmoner emboli nadir olmasına karşın, pulmoner embolinin mevcudiyeti hastanın sistemik gereksinimlerinin çözülmesi daha güç bir hale gelmesine neden olur. Derin ven trombozu ve pulmoner embolinin tedavisi ve profilaksisi için kumadin, heparin ve düşük molekül ağırlıklı heparin gibi tedavi seçenekleri vardır.
BİYOMEKANİK MALZEME KOMPLİKASYONLARI
Zaman içinde kemik rejenere olmazsa tüm implantlar ve dışarıdan uygulanan tespit sistemleri sonunda yetersizliğe uğrayacaktır. Eğer mümkünse en iyisi kırık iyileşmesini hastanın kendisinden alınan kemik aşıları ile ve ağırlık verme yöntemleri ile desteklemek, kırığı tespit eden malzemenin yorgunluk ömrünü artırmaktır.
KAYNAMA GECİKMESİ
Var olan bir kırığın ne zaman kaynayacağı önceden belirlenemez. Kırığın yerine ve tipine bağlı olarak iyileşme ortalama 3–6 ay arasında olmazsa kaynama gecikmesi olarak adlandırılır.
Kaynama gecikmesi harekete izin veren bir yaklaşımla genellikle başarılı bir şekilde tedavi edilir. Üst ekstremitede genellikle parmakların ve omzun hareketi, alt ekstremitede ise ağırlık veren bir yürüyüş kaynamayı hızlandıracaktır
KAYNAMAMA
Yaralanmadan sonra minimum dokuz ay geçmesi ve bu süreç içinde kırığın 3 ay boyunca herhangi bir görülebilir kaynama belirtisi göstermemesi durumu kaynamama olarak adlandırılır.
Kaynamamış bir kırığı en son durumu psodoartroz oluşumu olarak gözlenir. 2 tip psodoartroz tanımlanmıştır.
1. Kemik uçları hipervasküler ve hipertrofik olup biyolojik raksiyonlara yanıt verebilecek durumdadır.
2. Kırık uçları avasküler veya atrofik yapıdadır ve bunlar hareketsiz olup biyolojik reaksiyonlara yanıt vermezler.
Kaynamama durumlarının gerçek sebepleri bilinmemekle birlikte, hem sistemik hem de lokal faktörlerin etkili olabileceği düşünülmektedir. Sistemik faktörler hastanın metabolik ve beslenme durumunu, genel sağlık ve hareket düzeyini içermektedir.
Lokal faktörler ise açık kırıksa, Enfeksiyon varsa, Parçalı ve özellikle orta segmenti etkileyen dolaşım bozukluğu varsa, ciddi bir travma eşlik ediyorsa, kırık yetersiz olarak tespit edilmişse, kötü bir açık redüksiyonla tedavi edilmeye çalışılmışsa kaynamamanın daha sık gözlendiği saptanmıştır.

HAZIRLAYAN; Dr. İlkay BİRSEL

0 yorum:

Yorum Gönder