4 Temmuz 2011 Pazartesi

*NonHodgkin *Lenfoma (pHodgkin Dışı *Lenfoma=*HDL) (6)

NonHodgkin Lenfoma (Hodgkin Dışı Lenfoma=HDL)
Bağışıklık sistemi vücudumuzu virüs, bakteri, mantar, parazit gibi dış ve kanserli hücre gibi iç tehlikelere karşı koruyan savunma araçlarının toplamıdır. Bu sistemde lenf dokusu ve lenfosit adı verilen kan hücrelerinin çok önemli rolleri vardır.
Lenf dokusunun kötü huylu tümörlerine lenfoma denir. Görülme sıklığı son yıllarda artmıştır. Hodgkin dışı lenfoma (HDL) ve Hodgkin hastalığı olmak üzere iki ana grupta incelenirler.
HDL da kendi içinde yapısal ve klinik özellikleri farklı alt gruplara ayrılır. Lenfosit adı verilen kan hücrelerinin olgunlaşma basamağında, farklı bölümlerinde kontrolsüz çoğalmaları ile oluşur. Bu kan hücreleri vücudumuzun her yerine ulaşabildiğinden, HDL herhangi bir bölgede ortaya çıkabilir. Sıklıkla büyümüş lenf düğümleri ile karşımıza çıkar. Normal şartlarda lenf düğümlerimiz mikroplarla karşılaştığında büyürler. Ancak on beş günden fazla süren büyümüş lenf düğümü varlığında doktora başvurmanız gerekir.
Bulaşıcı hastalık değildir ve nedenleri henüz tam olarak bilinmemektedir. Ancak bazı risk grupları bildirilmiştir:
1. Aile üyelerinde HDL olan kişiler
2. İyonize radyasyona maruz kalanlar
3. Otoimmün hastalığı bulunanlar (vücudun bağışıklık sisteminin kendi hücrelerine savaş açtığı hastalıklar)
4. Organ nakli yapıldığı için bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullanan kişiler
5. Arsenik, kauçuk, asbest gibi kimyasal maddelere maruz kalan kişiler
6. Bazı virüs infeksiyonları geçirmiş kişiler
BELİRTİLERİ
Basit infeksiyonlarda da görülen bulgular olup, lenfomaya özgü değildirler. Aşağıda sayacak olduğumuz belirtileriniz varsa bir doktora başvurmanızda yarar var:
1. Boyun, koltuk altı veya kasıklarda ele gelen büyümüş, ağrısız lenf düğümü varlığı
2. Ateş
3. Birkaç kez çamaşır değiştirecek, yastığı ıslatacak ölçüde olan gece terlemesi
4. Diyet yapmaksızın olan, son altı ayda vücut ağırlığının %10’unu aşacak kilo kaybı
5. Halsizlik
TANI
Kesin tanı için doktorunuzun uygun gördüğü, ele gelen büyümüş lenf düğümünün ameliyatla çıkarılarak patolojiye gönderilmesi gerekir. Yetersiz olduğunda biyopsinin tekrar edilebileceği unutulmamalıdır. Bazen ele gelen lenf düğümü olmayabilir. Böyle durumlarda, görüntüleme tetkikleri kullanılarak saptanan en uygun lenf düğümünün veya dalağın genel anestezi altında çıkarılması gerekebilir.
Hastalığın tanı aşamasında, yaygınlığının da belirlenmesi gerekir. Bu amaçla çeşitli kan tahlilleri, bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme tetkikleri, kemik iliği tutulumun belirlenmesi için de kemik iliği biyopsisi yapılır. Bazen sinir sistemi tutulumunun da olup olmadığının incelenmesi gerekebilir.
Kalp sağlığınızın değerlendirilebilmesi için ekokardiyografi, elektrokardiyografi gibi ek tetkikler de yapılabilir.
Her tedavi öncesinde doktorunuz böbrek, karaciğer gibi organlarınızın çalışma durumunu, ilaçların bu organlar üzerindeki etkilerini görmek için kan tahlillerinizi yenileyecektir.
Evreleri
Hastalığın vücuttaki yaygınlığını gösterir.
Evre I: Hastalık diafram kasının altında veya üstünde, tek bir lenf düğümü bölgesindedir.
Evre II: Yine diafram kasının altında veya üstünde, birden fazla lenf düğümü bölgesindedir.
Evre III: Diafram kasının her iki tarafındaki lenf düğümleri tutulmuştur. Dalak tutulumunun olması evre III olarak sınıflandırılmıştır.
Evre IV: Lenf düğümü ve dalak dışından organlarda da yaygın tutulum vardır (karaciğer, akciğer, kemik iliği gibi).
Hastalık teşhis edildiğinde ateş veya kilo kaybı veya gece terlemesinin olması evre B, bu bulguların olmaması da evre A olarak adlandırılır.
PROGNOZ VE TEDAVİ
Kan tetkiklerinizdeki LDH düzeyinin normal sınırlarda olması, 60 yaş altında olmanız, günlük işlerinizi yapabiliyor derecede iyi olmanız, erken evre hastalığa sahip olmanız, lenf düğümü ve dalak dışındaki organlarınızda hastalık olmaması, hastalığınızın iyi prognostik özelliklere sahip olduğunu gösterir. Tedaviye yanıtı iyi yönde etkiler.
Hastalığınızın tipine, evresine ve yaşınıza göre doktorunuz size farklı tedavi seçenekleri sunacaktır:
Kemoterapi: Kanser hücrelerinin büyümesini durduran veya öldüren ilaç tedavileridir. Ağızdan veya damar içine uygulanabilir. Bazen, özellikle de hastalığın tekrar etmesi durumunda kanser hücrelerini yok etmek için çok yüksek dozlarda ilaç tedavileri uygulamak gerekebilir. Bu durumda normal kemik iliği hücreleriniz de ölebilir. Kemik iliğinizin normal fonksiyonunu kazanabilmesi için kendinizden kendinize veya akrabanızdan size kemik iliği veya kök hücre nakli yapılması gerekebilir.
Biyolojik tedaviler: Genellikle kemoterapilerle birlikte kullanılırlar.
Kanser hücrelerinin belli özelliklerine karşı geliştirilmiş antikorlar ile normal hücreleri koruyarak, kanser hücresinin öldürülmesine çalışılır. Burada ayrıca vücudun kendi savaş yeteneği kullanılır.
Radyoterapi: Hastalıklı bölgeye uygulanabilen, ağrısız ışın tedavisidir.
Tedavinin yan etkileri
edaviniz süresince pek çok problemle karşılaşabilirsiniz. 39 dereceyi geçen ateş, ishal veya kabızlık, ağız içinde oluşan yaralar, yutmada güçlük, boğaz ağrısı, öksürük, nefes darlığı, bacaklarda şişlik, kanama, kolay oluşan morarmalar veya ciltte toplu iğne başı büyüklüğünde kırmızı noktalar, el veya parmak uçlarında hissizlik gibi durumlarda mutlaka doktorunuza başvurun. Kemoterapi aldığınız sürece başka tedaviler, bitkisel ilaçlar kullanmayınız. Kullanacak olduğunuz her ilacı mümkün oldukça doktorunuza bildiriniz.
Kemoterapi aldığınızda aşağıdaki ilaç yan etkileri ile karşılaşabilirsiniz. Bu yan etkiler geri dönüşümlü olup, ilaç tedaviniz sona erdikten sonra çoğunlukla ortadan kalkacaktır:
1. Bulantı, kusma, ishal
2. Halsizlik, yorgunluk
3. Saç dökülmesi
4. Kansızlık (Doktorunuz gerekirse eritrosit süspansiyonları verebilir)
5. Nötropeni. Bu durumda mikroplara karşı savunmasız kalabilirsiniz. Böyle durumlarda doktorunuz uygun görür ise, akyuvar yapımını uyaran, cilt altına yapılan aşı benzeri tedaviler uygulayabilir.
6. Trombositopeni. Burun kanamaları, diş eti kanamaları, ciltte morluklar oluşabilir. Doktorunuz uygun gördüğünde size trombosit verebilir.
7. Geçici veya kalıcı kısırlık, menapoz

HAZIRLAYANLAR; Dr. İnci ALACACIOĞLU, Doç. Dr. S. Leyla ASLAN

0 yorum:

Yorum Gönder