Normal Doğum Süreci
Doğum eylemi, düzenli gelip giden ağrılı rahim kasılmalarının rahim ağzında meydana getirdiği incelme ve açılma sonucunda bebeğin doğum kanalını geçerek dünyaya gelmesiyle sonuçlanan bir süreçtir. Bebeğin dış ortamda yaşayabilmesi, olabildiğince gebelik sürecini tamamlaması ve buna bağlı olarak organ ve sistemlerinin yapı ve fonksiyon bakımından yeterli özellikler kazanması ile yakından ilişkilidir.
İnsanlarda gebeliğin süresi, döllenmeden itibaren 266 gün veya düzenli adet gören kadınlarda son görülen âdetin ilk gününden hesaplandığında 280 gün veya 40 haftadır. Ancak bildiğiniz gibi her bebek bu hesaplanan tarihte doğmaz. Bu tarihten daha önce doğumunuz başlayabileceği gibi bebeğinizin gelişi bu tarihi geçebilir. Her iki durumda özel takip ve tedavi gerektirir.
Gebelik süresince her kadın doğum ile ilgili endişe ve korkular yaşar. Ancak unutmamalısınız ki normal doğum bebeğin dünyaya gelmesi için en uygun ve fizyolojik olan doğum şeklidir. Eğer bebek veya sizinle ilgili bir sağlık problemi yoksa normal doğum her ikiniz için de zorlu ama bir o kadar da güzel bir deneyimdir. Gebeliğinizin başından itibaren bunu kabullenmeniz ve hazırlanmanız daha kolay bir doğum süreci geçirmenizi sağlayacaktır.
Gebeliğin son aylarında doğumun başlamasının işareti olan belirtileri çok yakından takip etmelisiniz. Son aya girildiğinde bebeğin doğum kanalına yerleşmesi ile birlikte karın üst kısmı boşalır, bunun sonucunda nefes alıp vermeniz rahatlar, mide barsak sistemi ile ilgili şikâyetleriniz ve kaburgalarınızın altındaki rahatsızlık hissi azalır. Buna karşılık altta baskı hissinde artış olur, idrara çıkışınız sıklaşır.
Aşağıdaki durumlar doğumunuzun başladığının habercileridir:
Kanama olması: Gebeliğin son aylarında kanlı ve sümüksü bir akıntı olması rahim ağzının yumuşaması ve doğuma hazır olması anlamına gelir. Gebelikte rahim ağzında rahimi ve bebeği enfeksiyonlardan korumak amacıyla koruyucu bir mukus tıkaç bulunur. Bu tıkacın atılması halk arasında “nişan gelmesi” olarak da bilinir ve doğumun yakın zamanda başlayacağının habercisidir. Ek bir belirti veya şikâyet yoksa hastaneye gitmenize gerek yoktur. Bir süre sonra sancılarınız başlayacak veya suyunuz gelecektir. Ancak sulu ve kırmızı, yani adet kanamasına benzer bir kanama, başka problemlerin habercisi olabilir. Bu kanamayı nişandan ayırt etmeniz gerekir ve böyle bir durumda hemen hastaneye gitmelisiniz.
Sancıların başlaması: Doğum sancıları gebeliğin son aylarında da aralıklı olarak yaşadığınız, belden başlayıp kasıklara doğru inen, karında sertleşme ile beraber aşağı baskı hissi uyandıran ağrılardır. Bu ağrıların belirli aralıklarla gelmesi, bu aralıkların giderek kısalması ve ağrı şiddetinin artması doğum ağrılarınızın başladığını gösterir. Gerçek doğum ağrıları 50–80 saniye süren, giderek aralıkları kısalan ve hareketle şiddeti değişmeyen ağrılardır.
Su gelmesi: Bebeğin su kesesi, bebekle dış ortam arasındaki en önemli koruyucu bariyerdir. Bu bütünlüğün bozulması çok önemlidir. Genellikle su kesesini oluşturan zarlar, doğum ilerlerken, rahim ağzı açıklığı artınca yırtılır. Doğum ağrıları başlamadan suyunuzun gelmesi, doğumun kısa süre içinde başlayacağını gösterir. Su gelmesi bir anda fazla miktarda olabileceği gibi sızıntı tarzında da olabilir. Bu durumda idrar kaçırdığınızı sanabilirsiniz. Suyunuz gelince sancınız olmasa da mutlaka hastaneye gitmeniz gerekir.
Yukarıdaki durumlarda hastaneye başvurduğunuzda size uygulanacak vajinal muayene ve gerek görülürse yapılacak ultrasonografi ile doğumun başlayıp başlamadığı, normal doğuma engel bir durumunuzun olup olmadığı belirlenecektir. Bu belirlemede kemik çatınızın yapısı kadar bebeğinizin büyüklüğü, doğum kanalına giren yani önde gelen kısmı, yine bebeğinizin anne karnındaki duruşu önemli rol oynar. Normal doğum için bebeğin doğum kanalına başı ile girmesi gereklidir. Doğum süresince bebek baş ve vücudunun duruşunda seri değişiklikler meydana gelir. Bu değişiklikler bebeğin doğum kanalında ilerlemesini ve doğuşunu kolaylaştırmaya yöneliktir. Bu süreçte ve ilerlemede meydana gelebilecek aksaklıklar doğumu zorlaştırabilir. Yine doğumun normal olabilmesinde, bebeğin eşinin doğum kanalını kapatmıyor olması çok önemlidir.
Doğumun başlaması pek çok faktörün bir araya gelmesiyle gerçekleşir. Hormonal, biyokimyasal ve mekanik bir dizi değişim doğum ağrılarını başlatır. Doğum üç evreden meydana gelir:
BİRİNCİ EVRE:
Doğum ağrılarınızın başlamasından rahim ağzının tam açılmasına kadar olan süreyi kapsar. Bu sürede rahim kasları düzenli aralıklarla kasılır ve kaslarının özelliği nedeniyle kasılmaların sonucunda kısalır. Bu durum rahim ağzının yukarı çekilerek incelmesine ve açılmasına neden olur. Başlangıç dönemi (pasif dönem) daha az ağrılı ve daha uzun sürelidir. Rahim ağzı üç-dört santimetre açıklığa gelince kasılmalar sıklaşır ve şiddetlenir, bu doğumun aktif dönemidir. Aktif dönemde on dakikada iki-beş kez gelen yaklaşık bir dakika süren kasılmalar olur. Rahim ağzı, saatte ortalama ilk doğumda 1. 2 santimetre ikinci ve üstü doğumlarda 1. 5 santimetre açılır. Bu süre anneye ve bebeğe bağlı faktörlerle daha kısa veya daha uzun olabilir. Rahim ağzının tam açıklığı on santimetredir. Bu açıklığa ulaşıldığında doğumunuzun ikinci evresi başlar.
İKİNCİ EVRE:
Bu evre, rahim ağzının yeterli açıklığa gelmesinden, bebeğinizin doğum kanalından ilerleyerek doğmasına kadar olan süreyi kapsar. Bu süreçte rahim kasılmalarına ek olarak size de önemli görev düşmektedir. Annenin ağrılarla beraber ıkınması bebeğin doğum kanalında daha çabuk ilerlemesini sağlar. Bu dönem, bebeğin kordonunun sıkışmasına bağlı oksijen almasının zorlaşabileceği ve bebeğin sıkıntıya girebileceği bir dönemdir. Ağrı aralarında derin nefes alıp vererek dinlenmeli ve bebeğe oksijen gitmesini kolaylaştırmalısınız. Doğumun ikinci evresi ilk doğumda iki, ikinci ve daha fazla doğumlarda bir saate kadar uzayabilir. Anne, bebeğin başı görünmeye başladığında doğum masasına alınır. Burada gerekli temizlik önlemleri alındıktan ve lokal anestezi uygulandıktan sonra, çoğunlukla bebeğin çıkışını kolaylaştırmak için dış genital bölgeye bir kesi uygulanır. Siz ıkınmaya devam ederken bebeğin başı yardımla doğurtulur. Bebeğin ağzı temizlendikten sonra omuzlar ve gövde çıkartılarak göbek kordonu kesilir. Bebek anneye gösterildikten sonra muayenesi ve bakımının yapılması için gerekli bölüme götürülür.
ÜÇÜNCÜ EVRE:
Doğumun üçüncü evresi, bebeğin eşinin doğum evresidir. Bebek doğduktan sonra genellikle birkaç rahim kasılmasıyla eş rahimden ayrılır. Bu süre ortalama altı dakika olmakla beraber yarım saate kadar uzayabilir. Bazı özel durumlarda eşin rahimden ayrılmaması söz konusu olabilir, bu durumda anestezi altında uygun girişimle eş rahimden ayrılarak rahim temizlenir. Bebeğin eşi ve zarları kontrol edildikten sonra, bebeğin doğumunu kolaylaştırmak için oluşturulan kesi ve varsa diğer yırtıklar uygun bir şekilde dikilir. Kanama kontrolü yapıldıktan sonra bir sorun olmaması durumunda yatağınıza alınırsınız.
Doğum sonrası ilk bir saat, kanama yönünden çok dikkatli olunması gereken bir dönemdir. Yine doğumdan sonraki 24 saat, mutlaka sağlık personelinin gözetiminde olmanız gereken bir dönemdir. Hem sizinle, hem bebeğinizle ilgili gelişebilecek sorunlar böylece gözden kaçmamış olacaktır. Yine bebeğinizi emzirme konusunda sağlık personelinden en doğru bilgileri alabilirsiniz. Unutmamalısınız ki sütünüz bebeğiniz için en kıymetli besindir. Özellikle ilk günlerdeki süt, bebeğiniz için sadece beslenme anlamında değil onu enfeksiyonlardan koruma ve bebeğinizle aranızda oluşacak bağ açısından da çok önemlidir.
HAZIRLAYAN; Doç. Dr. Salim ERKAYA
4 Temmuz 2011 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder