Orofarenks Malign Tümörleri
Orofarenks; ağız boşluğu ve boğazı tarif eden bir tıbbi tanımdır. Bu bölgenin anatomik yapısı ve sınırları oldukça karmaşıktır. Ağız boşluğu; dudaklar, yanak mukozası, alt ve üst dişlerin oturduğu alveolar çıkıntılar, retromolar üçgen olarak isimlendirilen en son molar dişten sonraki üçgen alan, ağız tabanı, sert damak ve dilin ön 2/3 ü tarafından oluşturulur. Farenks veya boğaz ise, üstte damak hizasından altta hyoid kemik hizasına kadar olan bölgeye verilen isimdir. Yanlarda bademcikler, onları önden ve arkadan örten plikalar ile önde dil kökü tarafından oluşturulur.
Ağız ve boğaz tümörlerinde en Önde gelen etken tütün ürünlerinin kullanımıdır. Bu tip kanserler sigara kullanmayanlarda nadiren görülür. Günlük beş puro, pipo veya bir paket sigara içenlerde kanser riski dramatik şekilde artar.
Deneysel olarak sigaradan bütün kanser yapıcı ajanlar izole edilmiştir. İçerdiği maddeler nedeniyle kanserojen maddelerin lokal emilimi kolaylaşmakta ve sigara direkt ve indirekt yollardan kanser oluşumuna neden olmaktadır. Sigarayı bıraktıktan sonraki beşinci yıldan itibaren kanser gelişme riskinde azalma olmaya başlar ve onbeşinci yılda hiç kullanılmayan seviyeye ulaşır. Alkol kanser yapıcı ajanların mukozalardan emilimini artırarak direkt veya malnutrisyon -siroz yaparak indirekt olarak kanserojenik etki yapmaktadır. Ayrıca alkol tüketimine bağlı gelişen karaciğer fonksiyonlarındaki bozukluk kanserojen ajanların detoksifıkasyon işlemini bozmaktadır. Yine tütün çiğnemekte bu bölge kanserlerinin oluşumunu etkileyen bir faktördür.
Vitamin eksikliği, özellikle A vitamini, malnutrisyon (beslenme eksikliği), kötü ağız hijyeni diğer risk faktörleridir.
Orofarenks'in (ağız boşluğu ve boğaz) kötü huylu tümörleri vücuttaki diğer kanserlerle karşılaştırıldığında daha ender görülürler. 4O'lı ve 5O'lı yaşlarda ve erkeklerde kadınlara göre 4 kat daha sık görülür. Lenf düğümlerinden zengin bir bölge olması sebebiyle kötü gidişli tümörlerdir.
Tümörün tanısında ayrıntılı öykü ve tam bir muayene yol göstericidir.
Genelikle 45 yaş üzerinde yoğun alkol ve sigara kullanım hikayesi olan hastalardır. En sık şikayet bu bölgede oluşan, ağrısız, geçmeyen yaralar veya kabarık lezyonlardır. Daha arkada ve farenkste yerleşen lezyonlarda boğazda ağrı ve rahatsızlık hissi şikayetleride görülebilir. Bu tümörlerin sebeb oldukları şikayetleri erken ve geç dönem olmak üzere iki kısımda sınıflandırabiliriz. Erken dönemde yeri belli olmayan boğaz ağrıları, kulağa doğru yayılan ağrılar, boğazda yabancı cisim hissi ile kendini gösterir. Geç dönemde ise yutkunma sırasında ağrı, yutma güçlüğü, boğuk ses, kanlı balgam, kilo kaybı ve boyunda kitlelerle hasta karşımıza gelebilir. Bu şikayetlerle gelen hastalara mutlaka ayrıntılı kulak burun boğaz, baş ve boyun muayenesi yapılması gerekir.
Ağız boşluğu ve boğaz da yerleşen tümörlerde direkt gözle bakılarak tanı konulabilir ancak diğer yardımcı muayene aletlerinden özelikle endoskoplardan faydalanmak gerekir. Ayrıca dil kökünün muayenesi sırasında direkt bakı ile tanı koyulamayabilir mutlaka el ile dokunmak gerekir. Hastalığın boyun lenf bezlerine yayılımını araştırmak için Boyun Ultrason'u, BT ve MR görüntülemesi yapılmalıdır. Yapılan bu incelemelerden sonra şüpheli lezyondan biyopsi yapılarak kesin tanı konulur.
Hastalığı oluşturan lokal kitle veya lezyonun büyüklüğü, boyuna yayıldığı lenf düğümü sayısı ile hastanın sağ kalım oranlan arasında belirgin bir ilişki mevcuttur. Büyük ve etraftaki dokulara yayılmış lezyonlar, birden çok ve derin lenf düğümü tutulumları kötü seyirin habercisidir. Genel olarak %15 oranında uzak bölgelerde yayılımlara rastlanır. İlerlemiş olgularda sağkalım oranlan kötüdür.
Tüm bulgulara ve hastanın yaş, var olan diğer hastalıkları vb... özellikleri göz önünde bulundurularak tedavi planlanır. Seçilecek tedavi yönteminde tümörün yerleşim yeri, büyüklüğü, lenf düğümlerine yay ılımı, çevre dokulara yayılımı önemli rol oynar. Genelde tek başına cerrahi tedavi yeterli olmamaktadır. Hastaya cerrahi Öncesi veya sonrası ışın ve/veya ilaç tedavilerinin eklenmesi gerekmektedir.
Tedaviler sonrası hastaların yutmasında, konuşmasında, solunum yolunda geçici veya kalıcı bozukluklar görülebilir
Bu hastalıklardan korunmak için tütün ve tütün ürünlerini tüketmekten, pasif tütün dumanına maruz kalmaktan kaçınmak çok önemlidir. Ayrıca kötü ağız hijyeni ve alkol tüketimi bu kanser türlerinin oluşumunda etkili olduğundan bu konulardada dikkatli olunmalıdır.
HAZIRLAYANLAR; Dr Z. Mine YAZICI, Doç Dr Fatma Tülin KAYHAN
5 Temmuz 2011 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder