5 Temmuz 2011 Salı

*Pankreas *Kanseri (6)

Pankreas Kanseri
Pankreas karın boşluğunun üst kısmında, midenin hemen arkasında, onikiparmak barsağı ve dalak komşuluğunda yer alan bir organımızdır. Pankreastan köken alan kötü huylu tümörler genellikle oldukça hızlı ilerleyen, ancak erken farkına varılarak uygun tedavisi yapıldığında iyi sonuçlar da alınabilen tümörlerdir. Yapılan istatistiklerde pankreas kanserlerinin kansere bağlı ölümlerin beşte birinden sorumlu olduğu gösterilmiştir.
Pankreas kanserine yol açabilecek faktörler arasında sigara ve alkol kullanımı, benzidin ve beta naftilamin gibi bazı endüstriyel kimyasal maddelere maruz kalmak, kronik pankreatit ve çok az olguda ailesel eğilim sayılmaktadır. Pankreas kanseri erkeklerde daha sık görülmekte olup genellikle 60 lı yaşlarda rastlanmaktadır.
BELİRTİLER
Pankreasın karın boşluğunun üst arka kısmında yer alması bu organımızdan kaynaklanan bir tümörün farkına oldukça geç varılmasına sebep olabilmektedir. Bunun tek istinası pankreasın baş kısmında gelişen bir tümörün bu bölgedeki safra kanalına baskı yapması ile ortaya çıkan sarılık olmasıdır. Özellikle karın ağrısı olmadan ortaya çıkan sarılık pankreas kanserinin ilk belirtisi olabilir. Bunun yanında yeni başlayan şeker hastalığı bu hastalığın ilk habercisi olabilmektedir. Diğer belirtileri kilo kaybı, sürekli karın ve bel ağrısı, iştahsızlık, kaşıntı, karında şişlik olarak sayılabilir.
TANI
Şüphelenildiğinde tanı koymakta en yararlı olacak inceleme bilgisayarlı karın tomografisidir. Bunun yanında bazı kan tahlilleri, gerekirse manyetik rezonans inceleme ve ERCP denilen endoskopik inceleme yararlı olmaktadır. Gerekli görülürse ultrason veya tomografi eşliğinde dışarıdan iğne ile girilerek parça alınıp tanı kesinleştirelebilir.
TEDAVİ
Zamanında tanı konulabildiyse en uygun yaklaşım ameliyatla pankreasın bir kısmı veya tamamının çıkartılmasıdır. Bu ameliyat oldukça büyük ve karmaşık bir işlem olup tümörün yerine göre pankreas yanında oniki parmak barsağı, safra kesesi ve bir kısım safra kanalı, midenin bir kısmı ve dalağın çıkartılması gerekebilir. Ameliyat sonrasında da radyoterapi ve kemoterapi uygulanmaktadır.
Hastalığın yayılımı tümörün ameliyatla çıkarılabileceği safhadan daha ileri ise yapılabilecekler daha sınırlı olmaktadır. Bu durumda kanserli dokuyu ortadan kaldırmaktan ziyade varsa sarılığı gidermek, böylece karaciğerin işlevlerini korumak için ameliyatlı veya ameliyatsız bazı işlemler yapılmaktadır. Bunun yanında ağrı ile ilgili tedavi düzenlenip gerekirse girişimsel işlemler ile hastanın konforu artırılmaya çalışılır. Bu aşamada da radyoterapi ve kemoterapiden faydalanılabilmektedir.
SONUÇLAR
Ameliyat edilerek tümörün çıkartılabildiği olgularda dahi 5 yıl sonunda hayatta kalma oranı % 20 olarak bildirilmektedir. Çok erken tanı konulabilmiş olgularda bu oran % 40 a çıkabilmektedir. Ancak ilerlemiş, ameliyatla çıkartılması mümkün olmayan tümörlerde yapılabilecek tedavilere rağmen hastalar bir yıl içinde kaybedilmektedir.

HAZIRLAYAN; Doç. Dr. Şükrü Aydın Düzgün

0 yorum:

Yorum Gönder