7 Temmuz 2011 Perşembe

*Saçlı *hücreli *lösemi (*SHL) (6)

Saçlı hücreli lösemi (SHL)
Hairy cell lösemi veya tüylü hücreli lösemi SHL’nin diğer isimleridir. SHL kan sayımında düşüklük, dalak büyüklüğü, kemik iliği ve kanda morfolojik yönden tipik habis hücrelerin (tüylü hücre, saçlı hücre) bulunmasıyla karekterize bir lenfoid lösemidir. SHL tüm lösemilerin yaklaşık %2’sini oluşturur. Hemen daima erişkinlerde görülen bir hastalıktır. Tanı konduğunda ortalama yaş 50 olup, 30 yaştan önce nadirdir. Erkeklerde kadınlardan 4 kat daha sık görülür. SHL’nin hücreleri vakaların büyük çoğunluğunda B hücre kökenlidir. Monoklonal immunglobulin sentez etmek yeteneğinde olan bu hücreler, ayrıca fagositoz gibi monositlere özgü niteliklere de sahiptirler. SHL’nin çok nadir olarak T-hücreli çeşitleri de bildirilmiştir. Hastalığın sebebi belli değildir.
SHL, genellikle dalak büyüklüğüne, infeksiyona veya damar iltihabına bağlı belirtilerle kendini gösterir. Vakaların ¾’ünden fazlasında, bazen çok ileri derecede olabilen bir dalak büyüklüğü vardır. Karaciğer büyüklüğü yaklaşık olarak vakaların %40’ında saptanır. Lenf bezlerinde büyüme seyrektir. Vakaların %30’unda vaskülite (damar iltihabı) benzer bir hastalık tablosu görülebilir. Eritema nodozum (bir çeşit cilt lezyonu) ve vaskülite bağlı deri lezyonları olağan belirtilerdir. İç organların da vaskülite bağlı etkilenmesi görülebilir. Bazı vakalarda ağrı ve patolojik kırıklara yol açan litik kemik lezyonları bulunabilir.
Tanı konduğu sırada genellikle orta derecede pansitopeni (hemoglobin, lökosit ve trombosit sayılarında düşme) vardır. Bazen pansitopeni yerine kan hücrelerinden bir veya ikisinde düşme olabilir. Vakaların çoğunda hastaların parmak ucundan alınan kanda mikroskopla bakıldığı zaman saçlı hücreler görülür. Bazı vakalarda saçlı hücrelerin artışına bağlı olarak lökosit sayısında azalma yerine, bu hücreler hemogram makinelerinde lökosit gibi sayılacağı için, lökosit sayısında artış (lökositoz) görülebilir. Bu hücrelerin kenarında saç gibi veya tüy gibi uzantılar olduğu için bu şekilde isimlendirilmişlerdir. SHL hücrelerinin sitoplazmalarında hemen daima tartarat rezistan asit fosfataz (TRAP) boyası ile pozitiflik saptanır. Bu hücrelerde CD19, CD20 ve CD22 kuvvetli şekilde pozitif bulunur. CD5 ise negatifdir. Ayrıca CD103 pozifliği SHL için önemli bir belirteçtir. Kemik iliği aspirasyonu (kemik iliğinin sıvı kısmının iğne ile çekilmesi) bu hastalarda myelofibrozis (kemik iğlinin katılaşması, taşlaşması) nedeniyle çoğunlukla yapılamaz. Kemik iliği biyopsisinde kemik iliğinin saçlı hücrelerle yaygın olarak tutulduğu ve sıklıkla fibrozisin var olduğu görülür. Dalak da da bu hücreler vardır. SHL ile kronik lenfoid lösemi, waldenström makroglobulinemisi ve Hodgkin dışı lenfomalar ayırıcı tanıya alınmalıdır.
SHL genellikle yavaş gidişli bir hastalık olduğundan, tanıdan aylar hatta yıllar sonrasına kadar tedavi gerekmeyebilir. Başlıca tedavinin gerektiği durumlar, kan hücrelerinde belirgin düşme, rahatsızlık verici dalak, karaciğer veya lenf bezi büyümesi, infeksiyonlar ile ateş, gece terlemesi ve halsizlik gibi şikâyetlerin olmasıdır. Tedavi gerektiren kan değerleri nötrofil sayısının <1.000/mm3, hemoglobinin <11g/dL ve trombosit sayısının<100,000/mm3 olmasıdır.
Splenektomi (dalağın alınması) son yıllara kadar SHL’de ilk tedavi olarak seçilen etkin tedavi yöntemidir. Splenektomi ile hastaların %50-70’inde kan değerleri normalleşir ve bu durum yanıt verenlerin 2/3’ünde ortalama 20 ay sürer. Beş yıllık sağkalım oranı yaklaşık %70’dir. Dalağın büyüklüğü ile splenektomiye yanıt arasında bir ilişki gözlenmemiştir.
İnterferonun SHL’deki pansitopeni ve dalak büyüklüğü üzerine etkin olduğu gösterilmiştir. Splenektomiden sonra hastalığı ilerleyenlerde ya da splenektominin yapılmasının sakıncalı olduğu hastalarda uygulanan interferon ile %75-90 oranında yanıt alınır. Kan hücrelerindeki azalmada düzelme ve kemik iliğinde saçlı hücrelerde bir miktar azalma olur, ancak tam yanıt elde edilemez, yalnızca kısmi yanıt elde edilebilir. Yanıt veren vakalarda ilk önce trombosit sayıları düzelir, bunu hemoglobin ve lökosit değerlerinde düzelme izler. İnterferon kesildikten sonra, ortalama yanıt süresi farklı çalışmalarda 6-25 ay arası değişir.
Kemoterapi SHL tedavisinde günümüzde ilk tercih edilen tedavi yöntemidir.
SHL genellikle yavaş gidişli bir hastalıkdır. İnterferon ve ve purin analoglarının tedavi alanına girmesinden önce, SHL’de ortalama sağkalım splenektomi yapılmamış vakalarda ortalama 4.6 yıl ve splenektomili vakalarda 6.9 yıl bulunmuştur. Her iki gruptan kimi vakalarda sağkalım 20 yıla kadar uzayabilir. Nadir olarak, hastalık hızla ilerler ve bir yıl içinde ölümle sonlanır. Başlıca ölüm sebebi infeksiyonlardır. Pürin analoglarının kullanılmasıyla hastalığın tedavisinde dramatik sonuçlar alınmakta ve sağkalım süresinin belirgin olarak uzadığı gözlenmektedir.

HAZIRLAYAN; Dr Mesut ŞEKER, Doç Dr Mahmut GÜMÜŞ

0 yorum:

Yorum Gönder