8 Temmuz 2011 Cuma

*Yenidoğanda *Barsak *Tıkanıklığı (6)

Yenidoğanda Barsak Tıkanıklığı
A) YENİDOĞAN APANDİSİTİ
Apandisitlerin %2’si, 2 yaş altındaki çocuklarda görülür. 2 yaş altındaki apandisitlerin %5’i yenidoğan bebeklerde görülür1. Bugüne dek ameliyat öncesinde apandisit tanısı konulan yenidoğan bebek olgusu bildirilmemiştir.Apandisitli bebeklerdeki bulgular genellikle diğer bir hastalığı taklit eder olduğu için bu hastalar başka teşhisler ile ameliyata alınır.
BELİRTİLERİ
Yenidoğan apandisitlerinde klinik belirti ve bulgular başlangıçta çok belirgin değildir. Bebek huzursuzdur, emmeyi reddeder ve zaman zaman kusar, hafif ateş ve karında şişkinlik vardır. Hastalık ilerledikçe bebek inlemeye başlar, kalp atışları ve solunumu hızlanır, karındaki şişkinlik artar ve sarı-yeşil renkte kusmalar başlar. Sağ alt karın muayenesinde bebek ayaklarını karnına çekebilir ve canının acıdığını belli edebilir. Başlangıçta yüksek olan ateş düşük seyretmeye başlayabilir. %95 hastada appendiks delinmesi olabilir ve bu hastalarda ölüm oranı %50’nin üzerindedir.
TANI
Çekilen ayakta direkt karın filminde, karın sağ alt bölgesinde karın duvarında kalınlaşma, karın içinde sıvı, barsak duvarında kalınlaşmalar görülebilir. Yenidoğanda beyaz küre sayısı zaten yüksek olduğu için dikkat çekici bir bulgu değildir. Bilirubin, üre, kreatinin, potasyum ve fosfor düzeyleri artar, hiponatremi ve metabolik asidoz görülür.
Bakteriler delinme olmasa da gerilen ve dolaşımı bozulan barsak duvarından kan damarları yoluyla tüm vücuda yayılır. Bu nedenle ameliyat öncesi bebeğe burnundan takılan nazogastrik sonda denilen bir sonda yardımıyla barsak gerginliğinin azaltılması, bebeğin oksijen ihtiyacının giderilmesi ile barsak duvarındaki kan akımı arttırılarak bakterilerin dolaşıma geçmesi engellenmeye çalışılır. Aynı zamanda, damar içi yoluyla antibiyotik tedavisine başlanır. Antibiyotik tedavisi öncesinde kan, idrar ve gerekirse beyin-omurilik sıvısı kültürleri alınır, bebeğin saatlik idrar çıkışı takibi yapılır. Yüksek ateş düşürülür, eğer ateş çok düşük ise normale getirilmeye çalışılır. Hastanın genel durumu böylece düzeltilerek ameliyata alınır. Ameliyat sonrasında, hastanın ihtiyacına göre antibiyotik tedavisi, beslenmesi ve genel durumunu destekleyici tedavilere devam edilir. Yenidoğan apandisitlerinde mutlaka kistik fibrozis ve Hirschsprung denilen hastalıkların araştırılması gereklidir.
B) YENİDOĞAN KÜÇÜK SOL KALIN BARSAK SENDROMU
Fonksiyonel bir kalın barsak tıkanıklığıdır, kalın barsağın anüsten splenik fleksura denilen dalağa kadar uzanan kısmında dar, kısa ve kıvrımlarının kaybolmuş olarak görülmesidir. Genellikle şeker hastası annelerden doğan çocuklarda görülür.
TANI
Fizik muayenede karında şişkinlik, göbek üst bölgesinde genişlemiş kalın barsak görülür. Çekilen ayakta direkt karın filminde hava-sıvı seviyeleri, genişlemiş barsak halkaları vardır. Uzun segment Hirschsprung hastalığı ve mekonyum tıkaç sendromu ile sıklıkla karışır. İlaçlı kalın barsak filmi çekilmelidir. Daha sonra teşhis için kalın barsağın rektum denilen bölgesinden biyopsi alınarak ganglion hücreleri araştırılr ve kistik fibrozis hastalığı ayırıcı tanısı için de ter testi yapılır.
TEDAVİ
Genellikle lavman ile tıkanıklık giderilebilir ancak tıkanıklık devam ediyorsa barsaktaki tıkanmanın üzerindeki bir seviyeden kalın barsak karına ağızlaştırılarak stoma açılır.
C) FONKSİYONEL BARSAK TIKANIKLIKLARI
Bazen bebek başlangıçta bir miktar mekonyum çıkardığı halde barsak tıkanıklığını düşündüren bir tablo içinde olabilir. Ancak gerçek anlamda barsak tıkanıklığı oluşturacak bir lezyon olmayabilir. Bu bebekler genellikle prematüre yada şeker hastası annelerin çocuklarıdır. Bazı bebekler ise solunum yetmezliği nedeniyle suni solunum cihazına bağlıdır. Bu tip tıkanıklıklarda bebeğin karnı belirgin biçimde şiştir ancak muayenede yumuşaktır ve barsaklar da gözle görülebilir durumdadır. Karın filminde barsaklarda gaz varlığına karşın hava-sıvı seviyesi yoktur. Gaz gölgeleri en alt seviyelere kadar indiyse bebek bir süre izlenebilir. Gaz gölgesi yoksa yada ayırıcı tanı amacıyla ilaçlı kalın barsak filmi çekilebilir, sonuca göre hastanın ameliyat edilmesine karar verilebilir.
Fonksiyonel barsak tıkanıklığı nedenleri arasında sepsis, hipotiroidizm, adrenal yetmezlik hipoglisemi, hiperkalsemi, hipermagnezemi, hipokalemi, annenin ilaç kullanımı sayılabilir. Barsak tıkanıklığının diğer belirtileri olmaksızın yaşamın ilk 72 saati içinde sadece sarı-yeşil renkli kusan bebeklerin sadece %20’sinde cerrahi tedavi gerektiren bir neden saptanmaktadır.
1- Süt tıkacı sendromu
Fonksiyonel barsak tıkanıklıkları içinde yere aldığı kabul edilen bu sendromda, mekonyumunu çıkarmış ve her şeyin normal seyrettiği sağlıklı bebekte 5-14 gün içinde barsak tıkanıklığını düşündüren bulgu ve belirtiler saptanır. Hastaların %80’i düşük doğum kilolu ve prematüre bebeklerdir. Genellikle hızlı kilo alması istenen bebeğin yüksek kalorili ve proteinli mamalarla beslenmesi sonucu karşılaşılan nadir bir barsak tıkanıklığıdır. Anne sütüyle beslenen bebeklerde görülmez. Tıkanıklığı oluşturan, süt pıhtılarının ince barsağın terminal ileum olarak adlandırılan son kısmında birikmesidir. Tedavide lavman denenir, başarılı olmazsa barsak ameliyatla açılarak süt pıhtıları temizlenir.
2- Doğumsal bantlara bağlı tıkanıklık veya barsak dönmesi
Karın boşluğunda yer alan doğumsal bantlar barsakları sıkıştırarak veya ekseninde barsak halkasının dönmesine yol açarak tıkanıklık oluştururlar. Bu bantlar genellikle tektir ve daha çok karın sağ tarafında oluşurlar. Neden ve nasıl oluştukları bilinmemektedir.
Klinik şikayet, bulgular ve radyolojik inceleme bulguları diğer barsak tıkanıklığı oluşturan nedenlerle aynıdır. Ameliyatla bu bantların çıkarılması ve barsak tıkanıklığının açılması gerekmektedir.
4- Kronik intestinal psödo-obstruksiyon sendromu
Bu bebeklerde mekanik, metabolik yada ilaçlarla ilgili olmayan ancak ısrarlı bir mekanik tıkanıklık belirti ve bulguları vardır. Şimdiye dek bildirilen hasta sayısı 100 civarındadır. Bu bebeklerin ¼’ü doğumdan itibaren, yarısı da 1 aylıktan önce belirti verir hale gelir.
Belirti ve bulgular karın şişkinliği, gelişme geriliği, karın ağrısı, kusma, kabızlık veya ishaldir.
Sendromun tedavisi yoktur denilebilir. Barsak hareketlerini uyaran ilaçlar kullanılmaktadır ancak yarar sağlamamaktadır. Barsakların karına ağızlaştırılması ile yapılan tedaviler de yarar sağlamamaktadır.
D) TÜMÖRLER
Hemanjiom, leimiyosarkom ve nörofibromatozise bağlı polipler yenidoğanlarda barsak tıkanıklığına yol açabilir.

HAZIRLAYANLAR; Doç. Dr. Münevver HOŞGÖR

0 yorum:

Yorum Gönder